Merhabalar, Bir süredir arka arkaya Yakup Kadri eserleri okuyordum ve bana çok iyi gelmişti. Ta ki bu kitaba kadar :/ Okurken o kadar daraldım ki sık sık ara verdim ve elimde kaç gün süründü bu kitap… An itibariyle bitirdim ve derin bir nefes aldım. Sanıyorum ki uzun bir süre Yakup Kadri okumaya ara vereceğim. :/ Kitabın konusunda geçmeden önce kısaca ‘’Sodom ve Gomore’’ ne demek, onu bir kısaca bahsedeyim. Tarihte Tanrı’nın gazabına uğradığı söylenilen günahkar şehirleri ifade ediyor. Bu bilgiler de yine geçmiş zamanlarda elde edilen eski lahitlerde ki hikayelere dayalı hikayeler oluyor. Genel olarak ta İsrail’e yakın Lut Kavminin yaşadığı kenti ifade eder. Ve burada ahlaksızlık diz boyu ve çöküntüler başlamış ve yozlaşmalara uğradıkları için göklerden ateşler yağarak lanetlendikleri ifade edilir. Kitabın her bölümünün başında eski ahitlerden sözler yer almaktadır. Kitabımızda ki dönem ise Mondros Ateşkes antlaşmasından sonra İstanbul’un işgalinin olduğu dönemi ele alıyor. Bu işgal ile birlikte İstanbul’un sosyetik semtleri olan Şişli, Beyoğlu gibi yaşayan Sosyete Türkler’in İngilizler başta olmak üzere İtilaf devletlerinin askerleri ile girdikleri ilişkiler, yapılan pahalı davetler ile içli dışlı oldukları bir zaman dilimi. Ve her türlü yozlaşmanın olduğu bir dönemdedir. Bu çevrelerde yaşanan ahlaki çöküntüleri okuyoruz. Kitapta birden fazla karakter var ama kadroya bakarsak Leyla ve Nejdet hemen akabinde ise adını neden ısrarla bu kadar uzun tuttuğunu anlayamadığım her okuduğumda hat senin ismine diye söylendiğim İngiliz Askeri Kaptan Gerald Jackson’ın bir aşk üçgenine dönecekken gelişen olaylar neticesinde Leyla’nın yalnız kalması ile sonuçlanan bir duruma evrildi. Leyla İngiliz hayranı olan uçarı bir kız olarak tasvir edilirken, Nişanlısı ve aynı zamanda akrabası olan Nejdet ise İngiliz düşmanıdır. Ayrıca Leyla’nın girdiği yeni ortamlardan tiksinmekte ve aralarında soruna neden olmaktadır. O ünlü sarışın ve yakışıklı Kaptan Gerald Jackson ise aşk ve gönül işlerinden nasibini almış ama Türk Kızı Leyla’yı görünce tutulmuştur. Kitapta sürekli ‘’Sodom ve Gomere’’ şehirlerine atıfta bulunularak yazılan eşcinsel karakterlerden ilki Yüzbaşı Marlow sadece bu misyon için gelmiş sanırım kitaba, evli barlık veya yeni yetme erkeklere sulanmasından başka bir şeyini göremedik. Diğer abuk subuk ne işe yaradıklarını zerrece anlayamadığım karakterlere değinmek istemiyorum :) Kitapta yazarın oluşturduğu ortamda İstanbul işgal altında ama Nejdet dışında ki (oda arada bir sözde vatansever söylemleri ile) hiç kimse bu durumdan gocunmuyor bilakis İngiliz ve Fransız askerlerine yaltaklanıyorlar. Sadece o sosyete kesiminde ki durumları görüyoruz geri kalan yerlerde ne oluyor ne bitiyor ve Anadolu da devam eden savaştan arada bir bahsediyor. Leyla Nejdet ve Kaptan Gerald’ı parmağında oynatırken bir nevi midyata giderken evde ki pirinçten oldu. Her ikisini de elinden kaçırdı… Kitapta aslında hiçbir karaktere yakın olamadım yaptıklarını dahi anlayamadım. Sadece ucundan kıyısından Nejdet ile bir bağ kurabildim :) İstanbulun işgalden kurtulduğu 1923 yılı ile birlikte son dönemece giriyoruz ve herkes tarafından pohpohlanan İngiliz ve Fransız askerlerinin zor duruma düştüğünü ve ülkeyi terketmeye hazırlıklarını okurken Kitabın en başından beri en çok değişime uğrayıp, Leyla diye ölen çocuk sonunda bir çırpıda attı kenara. He Leyla hak etmedi mi ? Sonuna kadar hak etti. Son söze gelecek olursak yazarın, okuduğum kurgusu en basit, karakterleri en sığ olan eseri bu oldu. Ve şu an bu yazarla uzun bir süre ile ara vermeye karar verdim. Puanım : 5 :/

Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,871 okunma

·

178 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlker