Gönderi

595 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Zavallı Kraliçe
14 yaşında Fransa sarayına gelin olduğunda, kişiliğindeki o kayıtsızlığın ve rahatlığın zirve yapacağı, sonrasında çalkantılı ve büyük acılarla yoğrulacak yıllarada adımını atmış oldu Marie. Evliliğinin siyasi olması bir yana kocası veliaht prensin yani geleceğin kralı XVI. Luis'nin yaşamı boyunca içine kapanık, duyarsız, silik bir karakter oluşu, Marie Antoinette ile tamamen zıt karakterlere sahip olmaları ile zorlu ve zorunlu bir birlikteliği üstlenmek durumunda kalır. Mutsuz, sevgisiz, ilgisiz bir evlilik süren; sarayın, teşrifatın bıktıran tekdüzeliği içinde sıkılan Kraliçe Antoinette kendine yeni bir dünya yeni bir çevre oluşturarak saray bahçesindeki Trianon köşküne çekilir. Burada düzenlenen eğlencelerin, yapılan harcamaların haddi hesabı yoktur. Bu hoppalık, kendini saraydan ve halktan soyutlama hali en başta saraydan tepki çeker ve hakkında çeşitli iftiralara neden olur. Halk ise uzun zamandır fakirlik çekmekte, maliyenin kötü durumunu bilmekte ve saraydan yükselen dedikodulara bu bağlamda çeşitli manalar vermektedir. Kraliçe eğlenmekte, liderlik ruhu olmayan zavallı kral ise hergün av partisi düzenlemektedir. Trianon'a kabul edilmeyen kimi aristokratların bile isteye ortaya attığı nice iftira, kraliçeden habersiz gerçekleşen nice skandal ki, bunun en büyüğü ve sonun başlangıcı olanı kolye skandalıdır, halk önderlerince isyan ateşinin yanmasına sebep olur. Zavallı silik kral ve çoğu şeyden haberi olmadan adının karıştığı skandallarla ve uğradığı iftiralarla gündeme oturan Marie Antoinette 4 yıl boyunca sürecek zor ve çilekeş bir hayata mahkum edilir. Oradan oraya sürüklenip hapis edilirler. Sonunda ilk önce kocası, 9 ay sonrada kendisi korkunç bir ölüme, Giyotin cezasına mahkum edilirler. Marie Antoinette ne kadar hoppa, kayıtsız ve kaygısız bir yaşam sürmüş olsada uğradığı iftiralar, çektiği çileleri okuyunca büyük üzüntü duydum. Devrime kadar göstermediği, kıyısından geçmediği olgunluğu, damarlarındaki Habsburg kanının asaletini son dört yılında gösterir. İnatçı, isyankar, boyun eğmez bir duruş sergileyerek tüm suçlamaları reddeder ama devrim çoktan kararını vermiştir bile. Paris'te gökte ışıl ışıl parlayan, akıttığı kanla toprağı sulayan Giyotin bıçağının hükmü sürmektedir ve kaçınılmaz son bu zavallı, iftiraya uğramış ve kesinlikle günümüzde bile doğru anlaşılamamış Kraliçe Marie Antoinette içinde gerçekleşir. İdam edildiğinde 38 yaşındadır. Stefan Zweig bir devrimin anatomisini, harika bir biyografiyi detaylıca ele almış. Her ne kadar sezgisel yönleri olsada, bilimsel sayılabilecek çok ciddi bir çalışma. Zweig çalışma metodunu kitabın sonunda aktarıyor. Bir de siz okurlardan ricam, "Ekmek yoksa pasta yesinler." sözü Marie Antoinette'e ait değildir. Kadıncağıza atılan onca iftiraya bizde istemeden katkı verip kadının ruhunu azap vermeyelim, yazıktır.
Marie Antoinette
Marie AntoinetteStefan Zweig · Can Yayınları · 2017936 okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.