Gönderi

303 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bouillane de Lacoste, bir Moğol'un ağzından, bana karakteristik gibi görünen şu cümleyi işitmişti: "Şamanlar bize hayatla ilgli şeylerden söz etmektedirler, halbuki lamalar bize sadece ölümle ilgili şeylerden bahsederler". Şamanizmin, saygınlığının bir yerde buna bağlı olduğundan şüphe etmemek gerekir.Belki de, çocuk edinme öyküleri yardımıyla, doğuş mekanizması ve de ebeveynle çocuklar arasındaki ilişkile^aha iyi anlaşılabilir, nitekim bu yolla,.doğumu meşru olmayan bir çocugun nıeşnılaştırılması veya çocuğa sembolik bir ölüm ve tekrar dirilişle toplum değiştinilmesi amaçlanmaktadır. Herşeyden evvel günümüze kadar, babası meçhul olan gayrimeşru bir doğumun, pek büyük bir skandal yaratmadığına işaret etmek gerekir. Ordoslarda, anne olan bir genç kız, "çadır önündeki bir dua direği ile evlenir. Düğünün klasik törenleri cereyan eder. Direk onun kocası olarak kabul edilir.:. Çocuğu ise gök tarafından meydana getirilmiş olarak kabul edilecektir" Karısının kaçınidığı sırada gebe bırakılan. Cengiz Hanın büyük oğlunun doğuşu ile ilgili bir kuşku var idiyse dahi, bu konuda hiçbir şey dışarı sızdınimamıştır. ...iki insan arasında ve de gittikçe daha nadir olmak üzere insanlar ve hayvanlar ara­ sında özellikle koçlar ve de ayrıca küçük boğalar arasında güreşler tertiplenmeye devam edilmektedir. Yörük göçebeler bana, ancak bundan sonra gencin yetişkin hale geldiğinin kabul edildiğini anlattılar (R.24, si\247). Macaristan'da, Orta Asya'nın antik töresel savaşlann izleri hala bulunmaktadır; "bunlar, her zaman, insanlarla hayvanların bîrleşimine dair masallarla ilişkili görülmektedir" (Q.60, sf.45-56).Bu dövüşlerin en şaşırtıcısı erkekle kadın arasındakiler olup, bu dövüşler sırasında, erkeğin kazanması için kadının memesine dokunması gerektiği sanıl­maktadır. Bu tip dövüşler, Anadolu'da Tahtacılarda görülmektedir (M.67, sf.43; R. 17, sf.248); ...sonralan Ebülgazi Secere-i rü/i'fdG hikayeyi aşağıdaki şekilde aktarmaktadır: "Oğuz Han'ın beylerinden biri Irk Barak'a karşı yapılan bir savaşta öldürülmüştü, ancak kansı kendini kurtamıayı başarabilmiş ve Oğuz'un askerle- ' rine bu iki nehrin arasında ulaşmıştı. Kadında kısa bir müddet sonra doğum sancıları başladı. Hava çok soğuk olduğundan..; bir ağacın kovuğuna sığınmak zorunda kalmıştı. İşte orada bir erkek çocuğu doğurdu, Han onu evlat edindi ve ona Kıpçak adını verdi, bu isim eski lehçesi içi boş bir ağaç anlamına gelir" Secere-i Terakime'ût yazar, kendi versiyonunu tekrar kopya etmekte ve şunları ilave etmektedir:."İşte bu nedenle, çocuk bir ağacın içinde dünyaya geldi 'dedikleri için, onu K/pçak şeklinde adlandırdılar (C.2, satır 282 vd.). ...Ogeday kendi ruhu için bir ağaçlık dikilmesini istemiş \e bu korudan herhangi bir şeyin kesilmemesi, aksi takdirde, bunun bir dalını kesen olursa, onun dövülmesi, kötü muamele edilmesi ve derisinin yüzü^ııesi şeklinde talimat vernişti" Kinlerde, mezann yeri üzerine bir söğüt, ağacı dikilmektedir Bu gelenek Türkiye'de muhafaza edilmekte olup, mezariıklarin ve türbelerin yeşillikler arasında gizlenmesi ile ilgili geleneğin Türk geleneklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunu kendi kendimize sormamız gerekir j (İslâm'da ölen, çölde gömülür). ...Kesin verilerin yokluğuna rağmen, ölen için yapılan anma törenlerinin, gömülme veya ölüm gününden sonraki üçüncü, yedinci, yirminci ve kırkncı günü ile yıl sonunda yapıldığı muhakkaktır. Bu günler, bu durumlar söz konusu olduğunda, sadece modem şamanist toplumlarından değil ölenin seyredilmesi eşyalann gömülmesi, yakınmaları, toplu şölenler, ağıt okumaları vesilesiyle cenaze törenleri Ortaçağ Türklerininkini hatırlatan Türkiyede yaşayan heteredoks toplumlar ve oldukça muhafazakâr toplumlar tarafından da uyulmasına özen gösterilen tercihlerdir.
Türklerin ve Moğolların Eski Dini
Türklerin ve Moğolların Eski DiniJean Paul Roux · İşaret Yayınları · 199884 okunma
·
187 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.