Gönderi

320 syf.
·
Not rated
Sabahattin Ali demek`
İsmi zikredildiğinde hüzün çöreklenir yüreğime. . Onca yazar arasında tek ve biricik olan onun ismi zikredilince. . Sabahattin Ali ismi hüznün eş anlamlısı benim literatürümde. Kaleminden akan düşüncelerin o saf ışıltısı içinde yaşayan ruhumun aynası. . Okumuş olduğum Sabahattin Ali kitapları beni her zaman yaşadığım dünyadan uzaklaştırır ve gerçekliğin sonsuz sınırları içine yerleştirir. Kıpırdayamaz, nefes alamaz ve yeri gelir şaşkınlık, gözyaşı karmaşası içinde döner dururum. İki Gözüm Ayşe. . Evet insanın dünyayı görmesini sağlayan bir çift göz. . Ama derin anlamlarla bezeli bir çift göz. Neden bu kitap okunmalı? Çünkü Sabahattin Ali demek bu kitap demek. 24 yaşında başlıyor bir gencin tahayyüllerini kendine en yakın bulduğu kişiye anlatması ve en buhranlı dönemler dediğimiz gençliğin en zor sancılarının yaşandığı 28 yaşlarına değin sürüyor bu macera. . Bu dört yıllık süre zarfında yazılan düşünceler tüm çıplaklığıyla gelecek günlerin, eserlerin alt zemini oluşturuyor. Kitaba başlamama vesile olan Sabahattin Ali’ye ait web.1000kitap.com/kitap/hep-genc-... adlı kitabıydı. Kitabı okuyanlar içerisinde yer alan mektuplar arasında en çok Ayşe Sıtkı İlhan’ın yazdıklarından etkilenmişlerdir, çünkü buhranlı bir ruhun ateşli cümleleriyle başbaşayızdır. Okudukça bu mektubun sahibi hakkında düşüncelere dalar bulursunuz kendinizi.. Bazı alıntılar ne demek istediğimi anlatacaktır: #92787541 - #93324038 - #93326679 - #93487660 - #93512138 - #93512848 - #93530925 - #93531431 - #93540594 - #93694715 Peki ya bu düşüncelerin gönderildiği mektupların karşılığı nasıldır? Karşısında yer alan dimağı düşünmeden edemiyor insan yani Sabahattin Ali’yi. Kitabı bitirince Ayşe Sıtkı İlhan’ı bir hayli merak eden ben biraz araştırma sonucunda kendisine gönderilen mektupların hikayesi içerisinde kayboldum. Çünkü Ayşe Sıtkı İlhan o eşsiz mektupları saklamıştır. . Bu mektupların yayınlanma süreci de gariptir. Oktay Akbal, Filiz Ali ve Atilla Özkırımlı tarafından yayımlanan “Sabahattin Ali” kitabında yer alan mektuplar içinde en çok Ayşe Sıtkı İlhan’ın mektuplarının dikkat çektiğini söyler ve ekler. “Ayşe’nin Sabahattin Ali’ye yazdığı mektupların birkaçını biliyoruz. Ya Sabahattin Ali’nin Ayşe’ye yazdıkları! Onlar duruyor mu? Ayşe’nin mektupları sakladığını sanıyorum. O zaman hem yazınımıza hem yazarın anısına sevgi ve saygı belirtisi olarak o mektuptan ortaya çıkarıp kamuoyuna sunması gerekmez mi?.. Okur, Ayşe’yi, kişiliğini, yaşamın dalgaları arasında ne olduğunu merak ediyor.” der. Ayşe Sıtkı İlhan Cumhuriyet gazetesinde yer alan bu yazıyı okur ve iki yıl sonra o sıralarda bulunduğu Avusturya’dan Oktay Akbal’a mektup yazar ve Ayşe’nin kendisi olduğunu belirtir. Ayşe Sıtkı İlhan o zamana kadar mektupları yayımlamayı düşünmemiştir. 1936 sonrası Ayşe Sıtkı İlhan’ın evlenmesi Sabahattin Ali ile olan mektuplaşmaları durur. Kendisine gönderilen mektupları liseden ve Yüksek Muallim Mektebi’nden arkadaşı, müzisyen Rauf Yekta Bey’in kızı Talia Hanım’a emanet eder, Ayşe Sıtkı’nın çok yakın dostudur Talia Hanım. Ve mektuplar Rauf Yekta Bey’in Beylerbeyi’ndeki konağına taşınır... Ayşe Sıtkı İlhan’ın deyimiyle “Sabahattin Ali’nin son mahpusluğudur” bu. Ayşe Sıtkı İlhan eşinin vefatı sonrası Talia Hanım’dan mektupları alır ve Oktay Akbal’ın yazısı ardından başlar o güzelim mektupların Türkçeye çevrilme macerası. 1931-1935 yılları arasından kendisine Sabahattin Ali tarafından gönderilen 70 adet mektubu Ayşe Sıtkı İlhan bizzat kendi günümüz Türkçesine çevirir. Kitap ilk baskısını 1991 yılında Bilgi Yayınevi ile yapar ardından 1997 yılında tekrar basımı yapılır. Başka yayınevlerinden de basımı mevcut tabii. Sabahattin Ali için Ayşe neden bu kadar önemlidir? Kimdir bu Ayşe? Bunu da kitabı okumadan anlamasa gerek insan. . Yer yer ağladığım, çokça hüzünlendiğim ve bir kez daha ruhuma yakınlığıyla mest olduğum Sabahattin Ali’yi işte tam anlamıyla şimdi anladım. Bu kitabı okumadan kendisince yazılan popüler kitaplarını okumak fikrimce doyurucu değil. İçimizdeki Şeytan kitabını okurken içinde barındırğı düşüncelerin ruhsal tohumları gençlik yıllarında filizlendi. Bakınız : #95515571 , #59529010 . Ya da bir Kürk Mantolu Madonna kitabının kahramanı Maria Puder’in aslında kendisinin Almanya’da bulunduğu sıralarda görüştüğü, sınırları belli bir çerçevede gönül birlikteliğinin olduğu 28’lik olduğunu tam da bu kitapla anlıyor insan. Ayşe’si onun ruhuydu, en gizli kalan düşüncelerini çekinmeden açtığı ve sürekli "Bana uzun yaz, derhal yaz." dediği ruhu. Hepimiz Aliye Ali’ye yazılan mektupları okumuş ve bir aşk adamı olan Sabahattin Ali’nin nasıl güzel sevdiğinin hayalini kurmuşuzdur. Fakat ya düşüncede birlik olunan bir sevgiden bahsedilecek olsa? #95522116 Sizi anlayacak tek bir ruhu dünyada kendinize yakın addettiğiniz ruhu bulmuş olsanız fakat bu ilişkinin zarar görmemesi adına dost kalmaya devam etseniz. . Sabahattin Ali Ayşe’yle evlenmeyi düşündü tabi fakat Ayşe ona #93442622 cevabını vererek birlikte olsalar belki de zarar görecekleri ilişkilerini emniyette tutmak istedi, belki de farklı düşüncelere hakimdi kim bilir. Sözün özü bu kitap beni dün gece hiç uyutmadı çünkü başladığım andaki sevinç bitirme anımdaki burukluğumun içinde kayboldu. Şimdilerde baskısı yok ve sahaflardaki fiyatı uçuk rakamlarla satılıyor. Ama düşünüyorum da onun için değer. . Sabahattin Ali kalpte yaradır. Çünkü #94571946 söylediği gibi dava adamdır. Alıntı seçkisiyle son vereyim. Keyifli okumalar dilerim. #94582106 - #94583457 - #94706599 - #94711766 - #94713923 - #94715471 - #94716164 - #94721709 - #94726006 - http://1000kitap.com/gonderi/94869747, #94957108 - #95034508 - #95035224 - #95309354 - #95315219 - #95312655 - #95319747 - #95421767 - #95423629 - #95434109 - #95450792 - #95453163 - #95516973 - #95517659 - #95518570 - #95523046 - #95523783 - #95641360
İki Gözüm Ayşe
İki Gözüm AyşeDoğan Akın · Bilgi Yayınevi · 199795 okunma
·
249 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.