·
16 görüntüleme
Öne Çıkan Yorum
– Kızım!.. Bak, sana kızım diyorum. Seni pek hevesli görüyorum. Okulların açılmasına on beş gün varken buraya gelmenden belli oluyor. Hemen her gelen öğretmen, bu dağ başına gelir gelmez buradan kaçmayı düşünmüştür… En fazla kalan öğretmen bir yıl kaldı; onun da altı ayını rapor alarak… Üçüncü, dördüncü sınıftaki çocuklar bile okumasını beceremiyor… Bunda sadece öğretmenlerin kabahati yok tabii, köylü de çocuğunu okula göndermiyor…
Hayirilisiyla bu hafta okullar açıluy değil mi?
– Evet Hocam!
– İlk günler pek gelen olmaz, ama istersan ben camide cemaata haber vereyim. Cami hoparlörinden da duyurayim.
– Çok iyi olur Hocam… Bütün öğrencilerin gelmesini isterim.
– İstemekla olmay… Ben, yirmi yildur habu köydeyum, daha on tane uşaği bir araya geturup da sure öğretemedum da…
Azra öğretmen için misafir odasına bir yer yatağı serdiler. Temiz çarşaflarla yorgan verdiler. Azra öğretmen, yorganı üzerine çekip de başını yastığa koyduktan sonrasını hatırlamadı. Sabahın erken saatinde, uzaktan ve yakından gelen hayvan sesleriyle uyandı. O kadar çok yorulmuştu ki, deliksiz bir uyku çekmişti. // ESKİYE ÖZLEM //Buram buram nostalji
– En son gelen öğretmen “Mezarlıktan sesler geliyor” diyerek tayinini başka yere aldırmıştı. Azra öğretmen, güldü:
– Tamam, Muhtar emmi; ben mezarlıktan korkmam,
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.