Olduğu gibi olan, kendi tarzını kendi yaratan yazarlara bayılıyorum. Beckett tam olarak böyle birisi. Derdi anlaşılmak değil, anlatmak. Bizimle edebiyatla konuşuyor, aklının odalarını açıyor bizlere. Kitap, yitip gidiyor olmanın ahengi içinde yaşanmış ve üstesinden gelinmiş engellere değil, üstesinden gelinebilecek ruhsal engellere yoğunlaşıyor. Düşüncelerde geziniyor, ölümü bekleyen Malone'a dost oluveriyoruz.