Aslında bu kitap daha kalın olabilirdi. İçerisinde daha fazla şiir olabilirdi. Ancak Nazım kitabın müsveddelerini birkaç arkadaşına dağıttığında, o arkadaşlarından bir kısmı Nazım'ın başı derde girince korkudan müsveddelerini imha etmemiş olsalardı. Sekiz Bölümlük Kuvay-ı Milliye destanında Milli Mücadelemiz anlatılıyor. Ülkemizin topyekün savaşa girdiği günleri, yüz yıl öncemizi ... Antep'te koşmayı öğrenen Fransızlarla başlayıp İzmir'de yüzmeyi öğrenen Yunanlılar'la noktalanan destanımızın her satırında, Milli mücadelenin yoksulluğu da görülüyor kahramanlığı da... Kitap ne yazık ki bunlardan ibaret değil. Kurtuluş Savaşı'mızın ve ülke insanımızın anlatıldığı bir destanın devamında, tek bir kadına yazılan şiirlerin yer alıyor olması beni çok üzüyor. Tamam aşka karşı değiliz ancak o şiirlerin yeri bu destan olmamalıydı... Daha önce yapı krediye bu üzüntümü belirttim ancak beni hala dikkate almadılar... Piraye Hanım'a yazılan 21-22 şiirlerinden bahsediyorum. "Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni" ünlemiyle başlayan şiirler, "Yarı aç yarı tok üşümekten" sitemiyle sona eriyor. Üçüncü bölüm'de Nazım'ı konuk eden hapishanelerden şiirlere yer verilmiş. Yeri gelmişken "Senin adını kol saatimin kayışına yazdım Piraye diyen Nazım'ın kol saatinde Vera yazıyordu. O gün aşk öldü." minvalinde sözler paylaşanlara yine söylemek istiyorum, bu şiir yazıldığında 1938 yılıydı. Nazım'ın Vera ile tanışması tam 17 sene sonra olacak. Bu süre içerisinde Nazım iki farklı kadınla daha ilişki yaşayacak ve bir de çocuğu doğacaktır. Lütfen şu saçmalığa bir son verin... Son olarak, vatan-millet edebiyatı yapanların, vatan haini ilan ettikleri Komünist Nazım Hikmet'ten Kuvay-ı Milliye'yi okumalarını tavsiye ederim.

Kuvâyi MilliyeNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20103,187 okunma

·

169 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

yy