Selim Pusat Muhakemesi!!!
- Bir erkek, «Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?» diye ağlıyor, bir kadın da buna «Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!» diye cevap veriyordu....
Kitap bu şekilde bitiyor... Türk Edebiyatının ilk postmodern romanı olarak kabul ediliyor ve bunu tam anlamıyla hakkettiğini düşünüyorum.
Kitabın ana karakteri Selim Pusat aslında 
Hüseyin Nihal Atsız 'ın da kendisini bulmamızı istediği bir karakter, yaşadıklarının birçok kesitinde buna rastlamamız mümkün. Kitabı bitireli saatler oluyor fakat etkisinden kurtulamadım. Akıcılığı, konusu, diyaloglar ve yer yer poetik anlatıma hayran kalmamak mümkün değil... Kitabın içeriğine dair bilgi vermek uygun değil diye düşünsem de bu kitabı okumanıza bir nebze etki edecekse eğer bunu kendime bir görev olarak addediyorum...
Subay Selim Pusat mesleğine aşık bir adam iken onu suçlamalar ile mesleğinden men ederek, üç kuşak sürdürdüğü bu yegane sevdasına yalan denildi, kıralcılıkla suçlandı ve onu hayata tamamen gaddar bir insan olarak devam etmesine sebebiyet sağladı... Doğru bildiğinden şaşmayan kendi doğruları olan ve bundan taviz vermeden hayatını idame ettirmeye çalışan yüzbaşı Selim Pusat haksız bir muhakeme sonucu 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılır ve iki yılın sonunda silah arkadaşı Şeref ile birlikte cezaları sonlandırıldı fakat apoletlerine kavuşamazlar. Tam da bu kısımda aklımıza Atsız gelir işte (ruhu şad olsun)...
Kitabın bir diğer kahramanı Ayşe ise Selim 'in aldığı bu ağır darbelerden nasibini alan en derinden etkilenen kişidir Selim ile evli olması işinden ayrılmasına sonra geri çağırılmasına ve işini sevdiği için gurur yapmadan mecburi geri dönüşü, bir evladıyla yaşadığı ve daha da yaşayacağı zorluklarla başa çıkan bir karakterimizdir Ayşe.. Henüz ağır darbelerle karşılaşmamıştır oysa ki... Selim'in yaşadığı buhran dolu günlerden en çok Ayşe nasiplenmiştir. Fakat Ayşe de beni etkileyen kısım sabırlı oluşu her daim Selim'e karşı sakin tavırdır. Fıtratında olsa gerek biz kadınların :)).
Ayşe'nin öğretmenlik sevdası... Onun belki de sonu olacağını bilseydi geri dönüşü olmayan bir karar almasına sebep olurdu, Selim, Ayşe'nin değer verdiği üç kız öğrencisinden bir tanesi olan Güntülü ile tanışması eşine olan sert ve alaycı tavrında kalıcı kılmıştır onu. Herşey bu kadar karışıkken arkadaşı Şeref'in intiharıyla bir kez daha sarsılan Pusat artık iyice kopmuştur yaşadığı gerçeklikten
"Artık tiyatro bitti, beklemeye lüzum
görmüyorum"
Selim Pusat üç aşk suçu işlemiştir ve artık iflah olmaz bir yola girmiştir. Güntülü 'nün aşkı onu cezbettirmiş, imkansızlığın vermiş olduğu o haz ile artık çekilmez bir adam olmuştur. Onu bir tek Güntülü anlıyor ve yeri gelip Pusat' a ağzının payını da o veriyordu... Selim bunca karmaşanın içinden artık hiç çıkmayacağını intihara bile layık olmadığını düşünür.
Kitapta olaylar o kadar akıcı ve hızlı gelişiyor ki bir Ayşe'ye üzülüp Güntülü 'ye kızarken birden neden Selim ve Güntülü birlikte olamıyor diye hayıflanıyorsunuz... Selimin bu imkansız aşkına bir de mektubu vardır, GERİ GELEN Mektup...
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
İçimdeki azgın devi rüzgarlara attım
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım
İçimdeki azgın devi rüzgarlara attım
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
youtu.be/KKZqiEHORb0 bunu da dinlemenizi tavsiye ederim...
Gelelim o en ulu muhakemeye, Selim Pusat'ın tanrı katındaki mahkemesine... Yek yani Selim Pusat 'ın içindeki şeytan metaforu, onu mahkemeye götüren ona eşlik eden, Pusat sarhoş olduğu için olaylara karşı tepkisiz kalır, bir hayalgücü mahkemesi bu... Bazı sahnelerine katılmasam da oldukça etkili bir bölüm okudum ve hala etkisi altındayım... Pusat artık iflah olmaz bir şekilde yaşamaya çalışır... Onun bu iki hatta üç dünya da yaşadıkları sizi de etkileyecek diye düşünüyorum.
Hüseyin Nihal Atsız 'ın okuduğum ilk kitabı ve Atsız sevdasında bana daha doğrusu bu yolda ona benim de eşlik etmeye çalıştığım @_A_Y_ arkadaşıma da ayrıca teşekkür ederim...
Hüseyin Nihal Atsız' ın kitapta da yer alan ve sevdiği bir diğer şiir ile son vermek istiyorum. Keyifli okumalar...
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın.
youtu.be/AdHptfVDdx0 ve yine tavsiyemdir...
··
130 görüntüleme
Okurken kitabı bende yeniden okumuş gibi oldum ve en kısa zamanda tekrar okuyacağım, bu denli güzel eserleri bize bıraktığı için Hüseyin Nihal Atsız 'a teşekkürü bir borç bilip tekrar ruhu şad olsun diyorum... ☘️
Çok teşekkür ederim, ben de en kısa sürede okumayı planlıyorum.. Atsız sevdasına, keyifli okumalar dilerim 🤗☘️
Ne de güzel kaleme almışsınız Melike Hanım (!) ve etkinliğimize katılarak, zaman ayırıp, onca işinizin içinde bir de inceleme yazdığınız için size çok teşekkür ederiz. Gerçekten okudukça mutlu oluyorum, insanların bakış açılarının değişimini gördükçe ATSIZ'a karşı.
Bugüne dek, tek yanlı ve sadece belli bir düşünce, kanal odaklı çirkinleşmeleri es geçerek, kaleme, kalemin azizliği ve edebiyatının hünerine meyletmeniz çok hoş. Ben son zamanlar çok yoğunum ve artık neredeyse yazamaz hâle geldim, ama bilgi birikim yüklemem, edebiyatın her türlüsü ve tarihi bağlamda devam etmektedir. Notlarım, gün gelir yine kalemim ile buraya dökülür elbet. Ama o zamana kadar, bir okur olarak, sizlerin kalemine gıpta ile bakıyorum.
Var olunuz ve kaleminizden damlayan güzellikler daim olsun. Saygı ve sevgiyle. (:
Siz olmadan olmaz. Biliyorsunuz ama bu yolda bizlerde varız elbetteki ☺️ en çok ben teşekkür ederim, iyi ki böyle kalemleri okumak nasip oldu...
3 sonraki yanıtı göster
Şiir çok güzel seslendirilmiş , çok beğendim. Atsız' ın Deli Kurt adlı kitabını okumuştum ve hoşuma gitmişti. İnceleme ve şiir yorumları teşekkür ediyorum..☺️
Mutlak Seveceksin şiiri için yapılan şu besteyi daha başarılı buluyorum. youtu.be/jDCXQ57Q-eQ
Geri Gelen Mektup yorumunun orijinali de Osman Öztunç'a ait, zannediyorum dinlemişsinizdir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.