Gönderi

İnşa ve haber cümleleri- mantık- tarih- muhal- mümkün
Ve şer'-i şerifte âyât u ehâdiste vârid olan kelâmın ekseri emr u nehiy makulesinden olup meselâ namaz kılmakla zekât vermekle ve hac ve savmla emir ve muharremâttan nehy olunmak gibi inşå tahtında münderic olmakla bunların sıhhatini bilmek ancak nakl eden râviler mevsük u mu'temed kimesnelerden olduğun teftiş edip adil ü emin oldukları sūrette emir makulesinden ise imtisál, nehiy makūlesinden ise ictinàb vacib olur. Zirà emir ve nehiyde vâkı'da bir şeyin varlığından yokluğundan haber verilmemekle muhal midir mümkin midir diye teemmül iktizâ etmeyip hemân taraf-ı Şari'den yani cânib-i İlahi'den ve lisan-1 Nebi'den vàrid oldu mu diye ravilerin sıdk u adaletini teftiş ile iktifa olunur. Ammâ umûr-ı vâkı'adan ihbar kasd olunan kelam ki ona haber itlâk olunur, mesela "fülân iş şöyle oldu" yahud "olmadı" yahud "olacaktır” demek gibi, bu maküle kelâmın sıdk u sıhhatinde yalnız råvilerin ve nakl eden kimesnelerin sıdk u adâletini teftis ile iktifa olunmayıp belki vâkı'a mutābik u muvâfik olmasını dahî i'tibâr lâzımdır. Ondan ötürü üzerimize lâzımdır ki o maküle haber vârid oldukda, vuku u mümkin midir ibtida gereği gibi ilim hâsıl edip, ba dehû vuku'unu nakl eden râvîlerin adaleti teftiş olunur. Ve mazmun-ı haberin imkân u vukū’unda teemmül adâlet-i râviden akdemdir. Zira emr ü nehyin mazmunu yalnız kelâm-ı inşaiden fehm olunur. Ammâ haberin mefhûmu ve faidesi hem nefs-i kelâmdan ve vâkıdan müstefad olmakla, hakkı bâtildan sadıkı kâzibden fark u temyizde ve ol haberin mazmûnu nefsü'l emrde mümkin midir yâhûd muhål midir bilmekde kā ide budur ki rû-yı zemînde ictima' eden tavậif-i ümem ve esnâf-1 benſâdemin tabi'atlarını bilip ve onların tabảyi'-i muhtelifesinin iktizâ edip dâimâ kendilerden sudûr eden ahvâli ve kullet ü nedret üzre sădır olan evzâ'i ve onlardan vuku u muhâl olan
Sayfa 153 - Yazma eserler kurumu
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.