Gönderi

Peygamberlik, kesbî yani insanın çalışarak elde edebileceği bir makam veya işlediği bir amele karşılık verilen bir mükâfat değil, Allah"ın, kulları arasından kendi seçtiklerine bir lütuf olarak tevdi ettiği şerefli bir vazifedir.(52) Nübüvvet, Allah vergisi yani vehbî bir görevdir. Yeryüzünün en fazla sorumluluk isteyen işi olan peygamberlik vazifesi için, Yüce Yaratıcı tarafından özel seçilmiş insanlar görevlendirilmiştir.(53) Hikmetsiz bir iş yapması düşünülmeyecek olan Rabbimizin peygamber seçiminde isabet etmemesi asla düşünülemez. Nitekim Kur"an"ın ifadesiyle, “Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir.” (54) Dolayısıyla nebîler sıradan insanlar değillerdir. Onlar bedenî ve ruhî yönden üstün özelliklerle donatılmış kişilerdir.(55) Kalpleri, zihinleri, içsezileri ve tabiatları daima iyiye, güzele yönelmelerine yardımcı olmuştur. Bu nedenle peygamberler temiz karakterli, özel yeteneklere sahip, doğru yoldan sapmayacak zihnî bir yapıda yaratılmışlardır. Hz. İbrâhim"in kavmiyle gerçekleştirdiği ve putların hiçbir şeye yaramadığını onlara ikrar ettirdiği söyleşi,(56) yine Hz. Süleyman"ın ekinlerini davarın telef ettiği iki taraf hakkında verdiği mükemmel hüküm peygamberlerin zekalarını gösteren örnekler arasında sayılabilir.(57) Bunların yanı sıra bütün peygamberler için peygamber olmalarının bir gereği olan ortak özellikler vardır. Bunlar sıdk (doğruluk), emanet (güvenilirlik), fetânet (akıllılık), ismet (günah işlememek) ve tebliğ (Allah"ın emirlerini insanlara bildirmek) şeklinde sıralanabilir. 52 Bakara, 2/90. 53 Âl-i İmrân, 3/33. 54 En’âm, 6/124. 55 Bakara, 2/247. 56 Enbiyâ, 21/58-67. 57 Enbiyâ, 21/78-79.
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.