Gönderi

Kuram-Eylem Ayrışmazlığı
İslami düşünce tarzıyla Batı düşünce tarzı arasındaki temel farklılıklardan biri de kuram ile eylem arasındaki bağlamda odaklaşır. Batı düşüncesinde kuram, eylem alanının dışında mütalaa edilebilmektedir. Başka bir deyişle kuramsal düşüncenin hayata geçirilme kaygısı Batı düşüncesine vazgeçilmez bir yer tutmaz. ... İslami düşünce tarzında genelde, görüşlerin pratiğe aktarılması daima söz konusu edilmiştir. Muhal olan hususlar üzerinde, yani pratik bakımdan geçerliliği söz konusu olmayan hususlarda fikrî spekülasyonlarda bulunmaktan kaçınılır. İslami düşünce tarzında hayatla, uygulamayla, pratikle bütünüyle ilgisini kesmiş görüşleri rastlanmaz. Bu görüşler şu veya bu şekilde Müslümanın günlük yaşantısı ile ilişkilendirilir. Bir Hadis-i Kutside, Hristiyanlar ve Yahudiler için onların yapmadıkları şeyi söyledikleri yahut söyledikleri şeyi yapmadıkları belirtilerek Müslümanların bu duruma düşmekten sakınmaları vurgulanmaktadır. Bu genel ilke, Müslümanları yapmayacakları şeyi söylemekten yahut söylediklerinin yapılmayacak mahiyet taşımasından korumuştur. Ancak bu sözlerimiz İslam düşünce hayatının nazarî sayılabilecek alana kapalı olduğu anlamına çekilmemeli. Ne var ki bu görüşler bile gerçekte pratik bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim cebir ilmi Müslümanların bulgusudur. Ancak cebir, bir adamın kalkıp sayılarla oyun oynama sonucu ortaya çıkmamıştır. Cebir, pratikte miras bölüşümü kolaylaştırmak üzere düşünülen yöntemlerden hâsıl olmuştur. Pratik bir zaruret teoriyi zorlamış teori ise gene pratiğe dönüşmüştür. Yoksa cebir, bazılarının sandığı gibi zihinsel fantezilerin tatmini için ve bu sebeple bulunmamıştır.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.