Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Yaşar Kemal'in röportaj serisine 2. Kitapla devam ettim. Yaşar Kemal'in neden bu kadar büyük romancı olduğunu bu röportaj serisi ile alıyoruz. Çok titiz bir gözlemci var karşımızda. Her şeyi, doğayı, insanları, hayvanları, bitkileri en ince ayrıntısına kadar gözlemlenen, analiz eden, onlardan farklı farklı anlamlar çıkaran bir usta var karşımızda. Romanlarında yaptığı doğa tasvirlerinin öylesine değil de yaşayarak görerek yapıldığını anlıyoruz. Kitabın yazıldığı, röportajların yapıldığı dönemde ulaşım imkanları bu kadar kıtken o yine canla başla bir yerlere gitmek, bazen riske girerek, çoğu zaman rahatını feda ederek bu işleri kotarıyor. İlk kitaptan sonra şimdi de orman yangınları ile ilgili çok derin araştırma ile başlıyor ikinci kitaba. Yangınlar neden çıkıyor, köylü neden ormanı yakıyor, günlerce bunun peşinde koşuyor, saatlerce köyden köye yürüyor, dağ taş, kayalık demeden gidiyor. Bu kadar fedakar bir yazar var mıdır başka? Hatta olayı daha iyi anlamak için orman söndürme işine katılıyor. Bu kadar hırsla çalışmasından sonradır ki olayların iç yüzünü öğrenebiliyor. Sanırım o bu yüzden çok büyük bir anlatıcı. Orman yangını işinin iç yüzünü öğrendikten sonra Yaşar Kemal bu sefer Çukurova 'ya yüzünü dönüyor. Toprasız insanların zorluklarını, traktörün ortaya çıkışıyla yaşanan sosyal ve ekonomik bunalımları anlatıyor. Traktörün etkilerini her kesimden insanla konuşarak aktarıyor. Çukurun sıcağını ve sineğini, göçebelerin yerleşik hayata geçirilmesi ve yaşanan olayları da canlı bir anlatımla aktarıyor. Çukurova'ya gelince Yaşar Kemal'in kalemine bir haller oluyor. Bir sihir, bir farklılık, bir lirizm, bir çoşkunluk, bir taşma hali geliyor. Anlatım, kelimeler, tasvirler bambaşka bir hale geliyor. Tam olarak Yaşar Kemal ve Çukurova arasındaki dinamik ilişkiyi hissediyorsunuz. Hani çok önemli olaylara İnce Memed'in gözüne bir ışık gelir oturur ya aynen öyle de anlatılan Çukurova olunca Yaşar Kemal'in kalemine bir şeyler gelip oturuyor. Büyülü bir hal alıyor her anlatılan. Daha sonra usta Ceylanpınar çiftliğini anlatıyor. Gayet başarılı bir anlatım. Daha sonra kitabın son kısmında balıkçılar ve balıkçılık üzerinde duruyor. Yine iflah olmaz bir hırsla konuyu anlamlak için ordan oraya gidiyor. Herkesle konuşuyor. Bu konuyu anlatırken de anlatım tarzını romana, hikayeye yaklaştırıyor. Anlatım daha lirik bir hale geliyor. Bir sürü kişinin anlattığı şeyler hızlı bir akışla geçip gidiyor. Burada da usta anlatımı yukarı taşımış. Ve nihayet balık ve balıkçılık ile ilgili sorunları da ortaya çıkarıyor. Uzmanlardan ve balıkçılardan çözüm önerilerini alıyor. Böylece ortaya iyi, sorumlu gazetecilik örneği koyuyor. Yaşar Kemal neden büyük bir yazardır sorusuna cevap arayanlar için bence iyi bir cevap bu seri.
Denizler Kurudu
Denizler KuruduYaşar Kemal · Toros Yayınları · 1985987 okunma
·
68 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.