Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
#pandadiyorki Sessiz//Kitap yorumu . . Sabaha karşı oturur halde bulunan, dili kesilmiş, ceplerinde çocuk kitapları olan ve boğazlarından ilaç kapsülü içinde şiir dizeleri çıkan cesetler... Biri pedofili, biri alkolik bir zorba, biri ise sadece kötü baba. Hepsinin tek ortak noktası Umut ışığım isimli bir okul ve çocuklar. Kafa karıştırıcı değil mi ? Tüm bu karmaşayı çözebilecek tek bir kişi var. Sonay. Akademiden birincilikle mezun olmuş, mesleğinde kadın olmanın tüm zorluklarına göğüs germiş, namı kendinden önce duyulan, harika bir başkomiser. Ve belkide uzun zamandır bu kadar içime işleyen tek kadın karakter. Sonayı ve bu soluksuz kovalamacayı okumaktan o kadar keyif aldım ki. Bahsetmek istediğim çok fazla detay konuşmak istediğim çok fazla olay var ama yorumun 5km olmaması açısından heyecanımı dizginlemeye çalışıcam. Adım adım gidelim. İlk değinmek istediğim nokta tüm cinayetlerin sebebinin dayandırıldığı olgu. Toplumun öyle kanayan bir yarasını seçmiş ki hem buna parmak basması hemde bunu bir polisiyenin içine bu kadar başarılı bir şekilde yedirmesi taktire şayan bir durum. Verilen mesajlar oyle yerindeydi ki öyle gediğine oturdu ki herşey çok daha büyük bir anlam kazandı. Bu konuda sahip olduğu bilinç ve yaşanmışlık buram buram hissediliyor satırlarında. Diğer değinmek istediğim nokta akıcılığı ve kurgusu. Bir Türk yazardan şimdiye kadar okuduğun en keyifli ve kaliteli polisiye ne deseler tek cevabım "Sessiz" olur. Olayların işlenişi, karakterler, detaylar herşey eksiksizdi benim için. Hiç bir şeyin arkası boş kalmadı. Katilin cinayetleri işleyiş şekli bile şiirseldi. Yabancı bir bestseller kitabı okuyormuş ya da bir film izliyormuş gibi kapıldım gittim akışa. Bu konuda ciddiyim çünkü uyumadan bir iki sayfa mantığı ile oturdum başına ve kitabın kapağını kapattiğım da sabahın beşiydi. Zaman algimi kaybedicek kadar içine çekilmişim "Sessiz"in. Ki bunda karakterlerin payı yadsınamayacak kadar büyük. Polisiye diyince sürekli bir aksiyon ve koşuşturma bekliyor insan ama "Sessiz" bunda da farkını ortaya koymuş. Karakterler kurgunun çıtasını inanılmaz arttırmış. Sert bir erkek başkomiser olur hep başta. Sert ama tatlı babacan bir tip. Bu kitapta öyle kiliselere yer yok. Bizim Sonay başkomiserimiz var. Mükemmel değil. Kendi travmaları, kendi zayifliklari var onun. Ki bu onu çok daha güçlü ve kusursuz yapıyor benim gözümde. Mesleğin bütün dayatmalarına göğüs germiş başarılı bir kadın o. Buna rağmen duyguları ile başı dertte. Bastırıp yok saymakla, kabullenip kucaklaşmak arasında ki o çukurda birinin el uzatmasını onu çıkmaya zorlamasini bekliyor. O el geldi mi ? Parmaktan sonra okuyup görünüz Ayrıca Sonay tüm ciddiyetine ve herkesin çekindiği bir tip olmasına rağmen olabildiğine de komik bir kadın. Hem kendi kendine konuştuğu anlarda hemde yardımcısı Yiğit ile diyaloglarında beni inanılmaz güldürdü. Diyaloglar sırasında yazarın günümüze yaptığı atıflar da harika bir detaydı. Daha gerçek hissettirdi. Karakterler ete kemiğe büründü gözümde. Ve bu yüzden vedalaşmak çok daha kırıcı oldu benim için. Yarım kalmış hissettim, Sonay'ın bundan sonra napacağını merak ettim ve onu daha fazla tanıma, travmalarını çözme isteği ile doldum. Birden içimden keşke seri olsa düşüncesi geçti kitabı birakip uyumaya çalışırken. Bilseydim Allah'tan başka bişey isterdim çünkü cidden devamı gelecekmiş ve bu bilgiyi aldığımdan beri aklıma geldikçe mutlu oluyorum. Çünkü aşırı mutlu olduğum ve siritmaktan kendimi alamadigim bir sekilde bitti "Sessiz".
Sessiz
SessizElif Gümüş · 202077 okunma
·1 alıntı·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.