"...Çiğ tanesi sanmak ne mümkün, gözyaşıymış insanın insana raptolduğu cevher..." diyor Şair İsmet Özel . Bu kitap tarihin çeşitli dönemlerinde -milliyet, coğrafya, din, dil gibi beşeri unsurlar fark etmeksizin- insanın, güçlenen, eline iktidar ve güç sultasını alan insanın yine başka insanlar üzerinde nelere girişebileceğini, insanın en büyük şeytanlara bile rahmet okutacak kadar nasıl zalimleşebileceğini göstermesi açısından çok çarpıcı... İnsanın insana raptolduğu cevher gözyaşı demişse de şair mezkur kitap bu iddiayı epey sorgulatan cinsten. Daha ziyade insanın insandaki en büyük gözyaşlarının baş faili olduğunu anlıyoruz. Bu girizgahtan sonra eserden evvel müellifle ilgili şunları söyleyebiliriz ki: Necip Fazıl mühim bir adam. İnsanların görüşlerini kısırlaştıran ve onları kutuplara inhisar etmeye memur politik heva ve heveslere kapılmadan müellife karşı siyasi bir tavır takınmaksızın eserle ilgilenmek gerekiyor çünkü üzerinde epey çalışılmış ,bir tarihçinin bile anlatmakta zorlanacağı tarihin girift ve kolay kolay üzerinde yorum yapılamayacak meseleleri üzerine korkmadan kalemiyle yürüyor Necip Fazıl. Onun bu teşebbüsüne, bu çabasına kitabı önyargısız ve anlatmak istediğini anlamaya çalışarak ortak olabiliriz kanaatindeyim. Sokrates ile başlayan kitap tarihin her döneminde gözü dönmüş, gücü ele geçirince şeytanlaşmış, 19 yaşındaki genç bi bakireden, 18 yaşındaki tüysüz bir padişaha, Din adına, Özellikle Emeviler sonrası İslam adına, Ortaçağ boyunca Katolisizmin ve diğer mezheplerinin Engizisyonunun Hırıstiyanlık adına, Modern dönemlerdeki devletlerin ve iktidarların Hürriyet adına, Devrimler, İhtilaller adına nasıl yıkımlar yapıldığını, Zalimin zulm ile abad olmaya çalıştığını, insanın zulmünün herhangi bir tasnifinin dini-dili-ırkı olmadığını görüyoruz. Elbette kitabın yazarı bir tarihçi didaktiği ile kuru bir anlatıma düşmeden ve çok ayrıntılara girmeden bir edebiyatçı üslubuyla çok daha lezzetli ve okunabilir olarak sunuyor hadiseleri. Okurken dünya tarihindeki pek çok önemli olayla ilgili bilgilenmek ve düşünmek bir yana aynı zamanda sosyal bilimlere ilgi duyan herkesin fark edeceği üzere, siyasetin, gücün, iktidarın tarihini de öğrenmiş oluyorsunuz. Mazlumların tarihte neler adına nelere maruz kaldığını okudukça siz de onların his ve tecrübelerinden müteessir olarak yerinizde kala kalıyorsunuz. Sözün özü İnsanın var olduğu sürece aslında haksızlığın, zulmün olduğunu, tarihteki önemli hadiseler üzerinden mazlumların izlerini takip ederek kendimizi, dünyamızı sorgulayarak aslında zulmün hala devam ettiğini, her dönemin kendi zalimini ve mazlumunu ortaya çıkardığını fark ederek yine de bir taraf tutmak gerektiğini hakkın, hakikatın ve mazlumun yanında durmanın önemini ihtar edercesine sizi düşündüren-rahatsız eden dürten bir kitap. Cesareti olanlar buyursunlar...!

Tarih Boyunca Büyük MazlumlarNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 1999279 okunma

·

80 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Deux Ex Machina