Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

388 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Hayatımda okuduğum en iyi akademik eserlerden birisiydi. Konusu gereği de ilgimi çekmiş olmasının elbette büyük bir etkisinin olduğu aşikar fakat bunun dışında yazar postmodernizme dair anlatmak istediği her şeyi açık bir şekilde ve diğer akademik yazılardaki gibi alanına özgü anlamını bilmediğiniz kavramlarla boğmuyor çünkü kullandığı kavramları dahi açıklıyor. Yazar birçok noktada kendini tekrara düşüyor, normalde bu eksi olarak ifade edebileceğim bir üslup fakat bu kitapta özellikle okuduğum bilgilerin oturması ve bahsedilen bir şeyin tekrarını farklı bir bağlam açısından ele almasının bana farklı perspektifleri sunduğunu gördükçe daha da hoşuma gitti. Bunun yanı sıra yazar, postmodernizmi çıkış noktası olan sanat ve estetikten ele alarak, epistemolojiye, sosyolojiye ve edebiyata kadar birçok alandan geniş bir çerçeve sunarak bize ne olduğunu anlatma çabasını güdüyor. Tabii postmodernizmi anlamak için modernizmin de ne olduğunun anlaşılması gerekiyor zira yazarın kendisinin de belirttiği gibi aslında postmodernizm modernizm sonrası, modernizmden sonraki bir aşama olarak anlaşılıyor. Postmodernizm 80’li yıllarda dünyanın entelektüel gündemine büyük bir ağırlıkla girmiştir, “post”lu tamlamalar, kavramlar üzerine oturan tartışmalar olağanüstü popülarite kazanmıştır. Postmodernizmi kabaca açıklamaya çalışacak olursam yukarıda da ifade ettiğim gibi, akıl ve bilim ile dünyayı, insanları, toplumları ve sistemleri açıklamaya çalışan modernizme bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Ama daha çok kapitalizmin kendini “yapıcı-yıkıcılık” olarak ifade ettiğimiz tüketirken kendini yeniden üretme ve bu kriz anlarında daha da güçlü bir şekilde yapılandırılarak karşımıza çıkmış olmasının bir sonucu olduğu da düşünülüyor postmodernizmin. Çünkü postmodernizm çıkış noktası her ne kadar sanat ve estetik alanlarını kapsıyor olsa da bunların da hakim olan yönetim anlayışı, sisteminden ve insanların zihniyetinden bağımsız olamayacağı gibi postmodernizm de dönemin getirilerinden etkilenmiştir. Postmodernizm yerleşik bilim anlayışını reddeder, çünkü yerleşik bilim anlayışının tek bir doğruyu öne sürdüğünü ama geldiğimiz noktada birden fazla doğrunun olabileceğini hatta bunların hiçbirinin doğru olamayabileceği konusu da gündeme gelerek var olan bilim anlayışının yadsındığı gözler önüne serilmektedir. Bunun yanı sıra Marksist bir tarihsel anlayışın (doğrusal tarih anlayışı, zamanın doğrusal bir çizgide aktığı ve sürekli gelişerek ilerlendiği fikri) yanlış olduğunu ifade ederler. Postmodernizmde insanı, toplumun tarihini teleolojik bir çerçevede açıklamaya yönelen ve böyle bir açıklamanın mümkün olduğunu varsayan bakışların, postmodern kritiğe karşı çıkmış olmalarını doğal karşılayabiliriz. Marksist düşün dünyasında tepkiyle karşılanan postmodernizme, sağ olarak nitelendirilebilecel düşün dünyasında aynı şiddet ve yoğunlukta tepkilerin gelmediği gözlemlenmektedir. Postmodern söylemde yeni liberal ya da yeni sağ tezlerle örtüşen geniş bir alanın belirmiş olması, yumuşak tepkilere göreli olarak yol açmıştır. Bu kitap da aslında postmodern eleştirinin önemli ve ciddiye alınması gereken, haklılık payı yüksek bir kritiği dile getiriyor ve bu söylemin en belirgin, en önemli yanlarını sorguluyor, sorgulatıyor, bu kuramın yapılabilirliğini tartışıyor. Ayrıca kitabın bir diğer önemli tezi de yaşadığımız hızlı ve köklü değişimlere, karşı karşıya kalının krizlere, özellikle temsili demokrasinin krizine çok önemsenmesi gereken açılım ve eleştiriler getiren çok sevdiğim Derrida, Foucault, Baudrillard ve Lyotard gibi düşünürlerin, postmodernizm içinde yaşanılan dönemi kavramak açısından önemli katkılarda bulunduğunun savunusudur. Daha önceden kitap elime geçseydi ve okusaydım açıkçası nihilizmi de az çok bilmeden bu kitabın bende bir anlam kazanacağını sanmazdım. Çünkü özellikle birçok şeyin anlamsızlığı ve Camus başkaldırısıyla daha çok Nihilizm ile kavranacak bir dönem olduğu için bunlar hakkında da az çok bilgi sahibi olunması gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz dönemi ve hayata karşı bakış açımı daha yere basan bir konuma getirmiş olduğunu düşündüğüm bu kitap benim için okuduğum en iyi akademik yapıtlar arasında yerini almıştır. Gencay Şaylan’a teşekkürler…
Postmodernizm
PostmodernizmGencay Şaylan · İmge Kitabevi · 201661 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.