ABD vatandaşı yazar, gazeteci olarak gittiği İspanya’da izlenimlerde bulunduğu İspanya İç Savaşı üzerine kurgulamıştır bu romanı. Bu arada savaşın 1936-1939 yılları arasında Cumhuriyetçiler ile General Francisco Franco liderliğinde isyancı bir grup arasında yaşandığını ve yaklaşık 600 bin kişinin bu savaşta öldüğünü belirtelim. Franco ya askeri destek veren ABD, Almanya ve İtalya gibi ülkelere karşın farklı ülkelerden sosyalistlerin desteklediği n direniş hareketi 1939 yılında sona ermiş ve savaşın galibi milliyetçiler olmuştur. Bu zaferin hemen ardından İspanya Cumhuriyeti’nin yerini İspanya Krallığı almış, Francisco Franco 36 yıl İspanya’yı diktatörlük ve faşizmle yönetmiştir. Kitabın isminde yazarın 16. yy da yaşamış İngiliz şair ve vaiz John Donne nin bir şiirinden esinlendiği söylenir. “Bir kum tanesi kopsa kıyısından Küçülür Avrupa Bir burun eksilmiş gibi anakaradan Kendi toprağını yitirmiş gibi ya da bir dost yurtluğunu Bir kişi bile ölse eksilirim ben Tüm insanlığın parçasıyım dedim ya Sorma her seferinde Çanlar kimin için çalıyor diye” Ernest Hemingway, yaklaşık 600 sayfalık kitabında şu üç günlük fani dünya dercesine bir köprüyü bombalamakla görevli Amerikalının dağda geçirdiği 3 gün 3 gecesini anlatır. Üç gün sonra kendisini bekleyen ölüme inat genç adam; sevgilisinin koynunda tatlı bir uykuyu, doğanın güzelliklerini, dostluğun, erdemin yüceliğini, savaşın çirkinliğini, yaptığı işin getirdiği onuru yaşar, okuyucuya yaşatır. _Alıntı_ [Köprüyü havaya uçurmaya gidecekleri gün şafak sökerken uyumakta olan sevgilisi Maria’ya şunları fısıldar] “Her şey hesaplanmış durumda guapo dedi usulca. Sen bu sıkıntıların farkına bile varmadın. Bilmiyorsun olan biteni…Öleceğiz ama köprüyü de havaya uçuracağız. Bu yüzden üzülmen gerekmedi. Bu pek düğün armağanına benzemiyor. Ama geceleyin iyi bir uyku dünyalara değmez mi? İyi bir uyku çektin işte bakalım bunu bir yüzük gibi parmağına geçirebilecek misin? Uyu guapo, uyu sevgilim. Seni uyandırmayacağım. Şu an senin için tek yapabileceğim şey bu.”Kızı kollarının arasında hafifçe tutarak, soluğunu yüreğinin çarpışını duyumsayarak, zamanın ilerleyişini kol saatinden izleyerek orada yatıyordu Robert Jordan. Ustalara saygımız sonsuz, gecikmiş de olsa bize düşen bu güzel eserleri okumak şimdilik. Yazımızı 1954 yılında Nobel Ödülü almış büyük yazarın şu sözleriyle bitirelim. Yazmak öyle çok büyük bir erdem değil. Yapman gereken tek şey, daktilonun başına oturup kanamak.

Çanlar Kimin İçin ÇalıyorErnest Hemingway · Aslı Yayınları · 200412bin okunma

·

12 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özgür