Jacob Abbott bu kitabı 1800'lü yılların Amerika'sında yazmış ve bizde 21.yy'ın Türkiye'sinde okumaktayız. Bu biraz duygulandıran bir durum çünkü yüz elli-iki yüz yıllık bir eseri okumak insanda garip duygular uyandırıyor. Yani insan şunu demeden geçemiyor "Bu kitabın basıldığı gün veya ondan elli yıl sonra okuyan insanların hiçbiri hayatta değil dahası bu kitabı yazan, sayfalara cümleleri döken kişide hayatta değil" gerçi bu pek çok yazarın kitabı için geçerli bir durum bunu da eklemek gerek. Kitabın ana karakteri ise bin yıldan daha uzun süredir ölü olan fakat her yerde ismini duyduğumuz biri. Bu adamın isminde şehirler, fenerler, anıtlar, yemekler ve daha neler neler var. Bundan elli yıl sonra biz hayatımızı kaybettiğimizde bile anılmaya devam edecek büyük Fatih yani İskender'den bahsediyoruz. Adam büyüklüğünü boyundan veya heybetinden almıyor. Büyüklük adama zekasından, cesurluğundan ve hırslarından gelme. On iki- on üç yıllık saltanatı sürecince günümüz Yunanistan'ından, Mısır'a oradan ise Hindistan'a kadar uzanan bir ülkeyi oluşturan şahsiyet. Ütopik bir durum gibi görünse de gerçekler bu. Gerçek bir fatih ve elleri birçok masum insanın kanıyla kaplı gerçi fatih olmak demek bunları yapmak demek. 21.yy'da da m.ö'de durum böyleydi. Fatih olmak en nihayetinde pek çok insanın kanına girmek demek. Bizim Büyük olarak andığımız İskender'de böyle bir şahsiyet. Adil, dürüst, mütevazi ve yardımsever olarak başladığı hayata kibirli, acımasız ve zalim olarak devam ediyor ve ünlü fetihlerini bugüne kadar taşıyor hatta bir gün öyle bir noktaya geliyor ki kendini tanrının oğlu ilan ediyor. Bizlerde fetihlerini, stratejilerini, yüzeyselde olsa bu kitapta okuyor ve fikir sahibi oluyoruz. Bir günde bitecek çerez bir kitap olsa da Büyük İskender hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bir eser. Okumak isteyenler düşünmeden başlayabilir.

Büyük İskenderJacob Abbott · Kanon Kitap · 2020117 okunma

·

101 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fatih Akova