Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Ah, canım Ayfer Tunç. Sen benim bu yıl ki duygularımın tercümanı oldun. Evrensel olmasan bu kitapların hepsini yaşadıklarıma yazdın kabul ederdim. Seni her okuduğumda konuşuyormuşuz gibi hissediyorum. Sanki sen benim içimi okuyorsun, benim anlatmama bile gerek yok sen bana tercüman oluyorsun gibi. Yine harika bir kitap.. Beni Ayfer Tunç ile tanıştıran bay kitap . Çok çok teşekkür ederim. Kitabın başka bir ismi olamazdı. Dünya ve Ağrı. Ne güzel tamamlıyor birbirini. Dünyadasın.. Bundan kaçış yok. Dünyanın ağrısı var iliklerine işleyen. Çok güzel bir dünya ya hani. Bir de insanlar zorlaştırıyor. Yakıyor, yıkıyor, ezip geçiyorlar. İşin en acınası yanı bunu zevkle yapıyorlar. Bu aralar havada tuhaf bir keder var. Belki de benim kederim. Zaman o kadar akışkan ki. Az önce açtım müzik dinlerken bir şey hesapladım. Aslında söz vermiştim kendime. Hesap yok, saymak yok. Bırak zaman sarsın kapatsın her şeyi demiştim. Ama o kadar güzel bir parça dinledim ki aklım sayılara gitti. Varlığımın her parçası beni itti, itti.. Ben kendimi çektim..Olgunlaşmadan çürüdüm sanki ben. O yüzden mi dersiniz bunca ikilem, sığamama. Bir boşluk var sanki içine süzülüyorum peşimde hep bir ince sızı. Nasıl anlatılır bu duygu daha farklı bilmiyorum. İçim ağrıyor ve bu hiç geçmiyor. Hayatın seslerini duyuyorum, bir iki cümle, hayat telaşı, sahte gülümsemeler. Ama ben karışamıyorum hayata. Bir yabancı gibi. Sanki bu dünyaya itilmiş yabancı bir cisim gibi. Her şey tanıdık, bilindik tek yabancı ben gibi.. "İnsan ruhuna batan bıçakla yaşamayı öğreniyor" dedi Ayfer Tunç. Keşke bir süre sonra hissetmeyeceksin de deseydi. Günün tesellisi olurdu hiç yoktan. Silkelen diyorum kendime. Ne de olsa en çok kendimle konuşuyorum. Kendime "anı" unutturacak şeyler buluyorum bazen. Sonra bir bakıyorum içinde bulunduğum zaman beni ânın uzağına fırlatmış, zamanın dışında kalıyorum. Bu, içimi dayanılmaz bir ağlama isteğiyle dolduruyor. Varlığım yanıyor.Varlığıma kor düşmüş gibi yanıyor. Aynı anda bu kadar duygu nasıl hissedilir şaşırıyorum kendime. Güne mutlu başlayıp, durgunlaşmak, sonra hüzün çökmesi, hadi nolur yapmalar iki kitap oku, komik videolar izle, bak çizgi film var. Kafamın içi erimiş kurşunla dolu sıcak ve ağır. Yavaş yavaş dünyanın çekirdeğindeki cehenneme çekiliyorum ben. Başka açıklaması yok. Ben kolay devam ediyorum sanıyorsun ? Sanmıyorum. Biliyorum. Dünyada en kolay devam eden insansın sen. Kitapta bir sayfada, sayfasını tam hatırlayamıyorum. "Bazen bir şeyi anlamak hayatını kaplayan her şeyin yerini değiştirir" gibi bir cümle geçiyor. Kitapta beni en çok etkileyen cümle bu oldu. " Bir şeyi anlamak, idrak etmek." Adına ne dersen de. Anladığım şey bugüne kadar beni yaralayan şeyler arasındaki en can acıtıcı şeydi. Ya da bilmiyorum. Değildi belki de. Her şey mümkün. Hayatımda daha önce hiç bu kadar " hiç " oldum mu ? Bu soruyu sordum kendime. "Hiç" oldun mu hiç Meltem ? Yara bandı oldun mu ? Unutulmaya çalışılan anıların üzerinin biraz tozlanması için bir sebep ? Oldun.. oldun.. İçimde bir yangın var üşümeme fırsat vermiyor. Hayatım parçalarına ayrılan bir kayaç gibi. Beni tökezletip düşüren bu şey benim suçum mu ? Şey diyor bir yerde " ne olursa olsun keşke olmasaydı demeyeceğim asla " o diyor yani. Bir olay için. O zaman nasıl sevinmiştim. Şimdi okuyorum o beylik lafları, içi boş.. İçi dolu bir laf var mıydı ? Neden çekildim ki ben böyle ? Çekildiğim yerlerden geri dönüyorum. Bu öyle her an geri dönecek bir gidiş değil. Hayatımın kopmuş yerlerini yerine koymaya çalışarak. Kopan yerlerden acılar sızıyor. Aldırmıyorum. Anlatmıyorum da. Anlatmak sadece uyuşturuyor, acıyı dindirmiyor ki.. Hayatım orta yerinden çatırdıyor. Sesleri sana geliyor mu ? Sesim hiç geldi mi sana ? Yoksa sen kulağındaki o eski sesleri hiç silemedin mi ? Ah, keşke insana değmeden yaşanan bir dünya olsaydı burası. Kimse kimseye değmeseydi, kimse kimseye böyle sızmasaydı.. Potansiyel bir kaosun içinde debelenmeseydi kalpler.. Ama burası o dünya değil. Ağrılı, sancılı dünya... Hayatın dibinden bakıyorum bu ara dünyaya. Bir kuyuya düşmüş gibi. Bir kuyuya sürgün edilmiş gibi.. Muhattapsız kalan kelimelerim beynimi kemiriyor, o kadar çok soru var ki soracak. Neden, demek istiyorum. Neden ? Ama dönüyor dolaşıyor tüm sorular beynime yuvalanıyor. Dünya ağrıma, iç ağrılarım da ekleniyor. Elimde hep bir "zaman"kalırdı. Ama ben zamanı kaybettim. Zaman ışıksız bir tünel şimdi. İpi kopmuş bir balon gibi savruluyorum ben de içinde. Dünya Ağrısı benim ağrılarım için yazılmış. Herkesin ağrısına yazılmış aslında. Her duygumu kalem kalem anlatmış. Aslında böyle sorgulayacağım, beni duygusal anlamda dibe çeken şeyler okumak istemedim. Ama kitap çekti beni. Dipte bana eşlik etti diyelim :) Ben bir daha gece inceleme yazmasam ? :) Biraz Ayfer Tunç arası vermem lazım sanırım :) Kitap konusuna uygun inceleme olsun bu karanlık sözler. Zaman görünmez bir el. Hayat akıyor.. Geç kalışlardan geri dönmek hep zor olur. Ama ben yinede ; Elimi kalbime koydum.. Tam burdasın.. Ama benden milyonlarca ışık yılı uzakta.. Sanırım bu da benim vedam.. İçimde.. Hep..
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,129 okunma
·
100 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.