Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
SPOİLER 1883-1924 yılları arasında yaşayan Franz Kafka'dan önceki dönemde şirketler (ve devletlerin bazıları ve de bazı yapıları) Adam Smith'in fikirlerinin bir kısmını hayata geçirmiş,sadece genel konularda değil en spesifik konularda ve görevlerde kişilerin uzmanlaştığı iktisadi bir düzen hayata geçirilmiş ve bu düzenin yönetim düzeyinde de kullanılması modern bürokrasiyi doğurmuştur. Yine Kafka'dan önce Sanayi Devrimi gerçekleşmiş,buna istinaden köyden kente büyük oranlarda göçler yaşanmıştır.Özellikle fabrikalarda çalışmak üzere gelen kişiler,şehir dışına kurulmuş olan fabrikaların yakınına yapılan toplu evlerde,binalarda oturmak zorunda kalmıştır. Aynı zamanda yine bu dönemlerde devlet;üst bir akıl,karar merci veyahut dış etkenlere karşı bir bir koruma merkezi(önceki yüzyıllarda büyük şehirlerden farklı olarak yerel bölgelerde o bölgenin önde gelenleri,büyükleri,Türkiye için aşiretleri az önce sayılan üç görevden ilk ikisini yerine getiren yapı olmuş ve üçüncü bir görev olarak yerel bölgelerdeki-özellikle kırsal kesimlerde- iç karışıklıklar ile kişisel,kişiler arası ve aileler arası problemleri değerlendiren,ceza veren asıl yapı olmuştur) olarak yüzyıllardır sürdürdüğü görevini şehirlerdeki nüfus oranlarının çok artması,ulaşım imkanının güçlenmesi ve okuryazar kişi sayısının önceki yüzyıllara göre ciddi bir artış göstermesiyle sadece atardamarlar olmaktan çıkıp toplumun her alanına,bölgesine,mahallesine giren kılcal damarlar oluşturabilmiştir. "Şato" kanımca temelde bu üç fikrin;önce insan hayatına, sonra Franz Kafka'ya nihayetinde de kitabın kendisine yansımasıdır.Daha kitabın başında K. karakteri Şato'nun olduğu bölgeye bir yabancı,göçmen olarak gelir.Ve zeki bir karakter olmasına rağmen içine girdiği yeni düzeni anlayamaz ve hiçbir zaman tam anlamıyla çözemez,sadece kabullenmeye başlar.Ancak bu demek değildir ki "Şato" düzeninde yükselmek istemeyecek,kendisine verilenle yetinecektir aksine gerisinde eşini ve çocuklarını bırakan bir adam olarak yükselmek için her türlü yolu deneyecektir.Gözüpek ve kararlı karakterimiz bırakın başarıya ulaşmayı 1 hafta içerisinde kendisini "Şato" yerleşkesine gelmeden önce asla kabul etmeyeceği bir yaşam tarzında bulmuştur.Burada ilginç olan kısım karakterin memleketine asla dönmeyi düşünmemesidir. Bu durumun sadece hikayenin devamını sağlamak için göz ardı edildiğini düşünürken köyden kente göçen insanların iyi şartlarda veya kötü şartlarda yaşasınlar,istisnaları saymazsak,asla dönüş yapmadıklarını anımsanması önemlidir."Taşı toprağı altından" denilen İstanbul'a yerleşen göçmenlerin "İstanbul adamı yutar","Kahrolsun İstanbul" vb. diyecek hale gelmelerine karşın yine de dönüş yapmamaları kayda değer bir örnektir. Dönemin Avusturya-Macaristan "İmparatorluğu",modern devlet bürokrasisine geçiş yaparken başka birtakım ülkeler gibi daha uzun sürede ve organik bir metamorfoz geçirememiş, Kafka'nın kendisini sabah kalktığında böcek olarak bulması gibi ani ve keskin bir dönüşüm yaşamıştır.Lakin bu ani ve keskin dönüşüm beraberinde -kitapta yansıtıldığı şekliyle- çok sayıda kişinin çalıştığı,çalışanların kendisine verilen görevi yerine getirebilmek için devamlı olarak günün 17-18 saati çalıştıkları ama sonuçta sadece önemli kararların değil en önemsiz kararların bile alınamadığı ve Adam Smith tarafından ortaya atılan verimliliği yüzlerce,binlerce kat arttıran "uzmanlaşma ve özelleşme fikri" ,verimliliğin neredeyse sıfıra dönüştüğü bir yapıya dönüşmüştür.Örnek olarak bir kadastrocu atamasının yıllar sürmesi,atama nihayetinde yapılmış olduğunda K.'nın kadastroculuk görevini yapmak istemesine rağmen yerine getirememesi,kimsenin bu durumla ilgilenmemesi ve de sonrasında bu atamanın yanlışlıkla yapılması,K.'nın yanlış bilgilendirilmiş olduğu ve bunun suçunun kesinlikle üst rütbedeki insanlarda olmaması,çünkü herkesin işini belki de biraz fazla iyi yapmış olmasına rağmen yine de sonuca ulaşılamaması verilebilir.Ya da Barnabas'ın 2 yıl boyunca Şato'da ulak olarak çalışmasına rağmen ilk görevini 2. yılın sonunda almasını ve bu 2 yıllık süre zarfında verilen görevi doğru bir şekilde yerine getirip yükselmek ve ailesinin onurunu kurtarmak için her daim pür dikkat kesilmesini ve bu yüzden her zaman yorgun olmasını örnek verebiliriz. Aynı zamanda uzun süren çalışma saatleri sonrasında evine giden insanlar,aynı habitatta yaşadığı için üst-ast ilişkisi iş yeriyle sınırlı kalmayıp sosyal hayatın da merkezine oturmuş;insanların rütbeleri,kimlikleri halini almıştır.Öyle ki şikayetlerin,isteklerin gerçekleşmesi veyahut terfinin önemi sadece mesleki hayat için değil ,paradan bağımsız bir şekilde, sosyal hayat için de en önemli unsur haline gelmiştir.Mesleki açıdan önemli olmak,önemli çalışanlarla irtibatta bulunmak(tek sefere özel bir mektup bile olabilir) sosyal hayatta da önemli imtiyazlara sahip olmak haline gelmiştir.Değişen insan profiliyle beraber bu imtiyazlara olabildiğince sahip olmak geri kalan her şeyden daha değerli bir hale gelmiştir.Örneğin Klamm'ın sadece metresi olduğu için herkes tarafından saygı duyulan,hatta insanları kırbaçlayabilen,kitapta çirkin olarak anılmasına rağmen herkesin en güzel kadın olarak gördüğü Frieda;Şato çalışanlarından rütbe sahibi bir kişinin cinsel ilişki teklifini geri çevirdiği için ,Şato'dan veya rütbe sahibi kişiden bir yaptırım gelmemesine rağmen, hem kendisini hem ailesini kommündeki en değerli insanlardan en aşağılık insanlara düşüren Amalia;kız kardeşi Amalia tarafından yok olan aile onurunu kurtarmak için Şato'da ulak olan Barnabas ve yine ailesinin onurunu kurtarmak için Amalia'nın hakaret ettiği kişinin uşağının ismini öğrenip kendisine ulaşmak için Şato çalışanlarının uşaklarıyla yıllar boyunca ilişkiye giren ama bir sonuç alamayan Olga,düzenin rütbeye verdiği öneminin yanında insanın bir çalışan olarak değil ama bir birey olarak ne kadar değersiz olduğunun kanıtıdır. Şato,dışarıdan bakıldığında orta çağdaki tipik bir yerleşke görünümüne sahiptir.Fakat içinde yaşayan insanlar,en alt kademesinden kitapta görebildiğimiz en üst kademesine kadar ,konuşma tarzları ve düşünce oluşturma sistemleri açısından bir bürokrattan veya hukukçudan farksızdır.İçsel reformların olduğu ama bunun daha dış dünyaya yansımadığı bu karmaşık düzen,kanımca Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndan başka bir yer değildir. Bu karmaşık düzende kendi problemlerini halletmek için ilk günlerde Şato'yla direkt temas kurmak adına K.,Şato'ya doğru saatlerce yürümüş fakat en azından fiziki olarak yaklaşacağına aksine neredeyse daha da uzaklaşmıştır.Sonrasında hedeflerini küçültüp herkesin bir ilah gibi taptığı,herhangi bir konuda rahatsızlığı ve düşünceleri olup olmadığını bilmediğimiz,hiç kimsenin hiçbir zaman görmediği,herkesin gerçekleştirdiği eylemler bütününün kendisi için olan veya kendisi çevresinde dönen,okuyucu olarak gerçek rütbesinin ne olduğunu bilmediğimiz ve somut varlığından hiçbir zaman emin olamadığımız Klamm'la defalarca görüşmeye çalışmış gelgelelim yine de muvaffak olamamıştır.Bu sırada konumunu güçlendirmek adına K., Klamm'ın metresiyle beraber olmuştur.Fakat kitabın sonunda yine öğreniriz ki Frieda da aslında tıpkı K. gibi tıpkı diğer insanlar gibi(Amalia hariç) karşısındaki insanı konumunu sağlamlaştırmak adına kullanmıştır. İnsanların bir ilah kadar kudretli varsaydığı Klamm,aynı insanın düşüncelerinde bile sürekli olarak değişkenlik göstermiştir(bugün uzun olarak bilinen Klamm bir sonraki gün kısa boylu birisi olarak bilinebilir.).Klamm'ı insanlar en ufak fiziksel ayrıntılarına kadar biliyor olmalarına rağmen kimse Klamm'ı görmediği ve onun fiziksel ve kişisel yapısı(ama Klamm'ın gücüne olan algı hep aynıdır) hakkındaki düşünceleri sürekli olarak değişir, değiştiği için de eğer gerçekten Klamm diye bir karakter varsa bile insanların karşısına çıktığında zihinlerindeki mite (ama somutluğundan asla şüphe edilmez) uymadığı için büyük ihtimalle Klamm'ı kimse tanıyamacaktır(Sinemanın olduğu bir dönemde Charlie Chaplie'nin Charlie Chaplin'e Benzeme Yarışması'nda ikinci olması gibi).Bu yüzden denebilir ki Klamm diye birisi varsa bile tanınamayacağı için insanlar üzerinde olan ilahi gücünü hiçbir zaman yansıtamayacaktır ve yine denebilir ki herkes,Klamm'ın neyi sevdiğini veya sevmediğini her şeyden daha iyi bildiği için(bunların Klamm'ın gerçek istekleri olup olmadıkları bilinemez fakat herkes bir kuralmışçasına eksiksiz bir şekilde bilir) ve insanlar bütün hareketlerini buna uygun olarak kurguladığı için "gerçek" Klamm,tıpkı diğer insanlar gibi, "özgür" bile değildir.Bu nedenle Klamm da bir birey değildir. Buna binaen denebilir ki,belki de Klamm İmparator'un ta kendisidir...
Şato
ŞatoFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20179,9bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.