Gönderi

450 syf.
8/10 puan verdi
·
123 günde okudu
Rıza Tevfik’in ömrünün sonlarında yazdığı ve kısmen şahsi savunması niteliğinde olan ve olayların farklı açıdan nasıl görüldüğünü gösteren kıymetli bir eser. Eserde; Sevr’e giden süreç ve Feylesof’un ülkeden ayrılmak zorunda kalması, II. Abdülhamit ile İttihat ve Terakki dönemleri, gazeteci Ali Kemal’in kaçırılması ve Mekke’ye yapılan ziyaretin ele alındığı başlıca dört bölüm yer almaktadır. 150’likler listesinde olması nedeniyle yasak kalkana kadar Ürdün ve Lübnan’da yaşayan Feylesof nevi şahsına münhasır bir şahsiyet. Faruk Erem’in dediği gibi “Suçluyu kazıyın, altından insan çıkar.” Bu sebeple geçiş dönemlerinde farklı kesimleri bütünsel olarak itham etmemek gerekir. Kaldı ki Feylesof olaylara farklı açılardan bakabilen vizyonu geniş ve yaratıcı düşüncelere sahip biri. Tarih üzerindeki önyargı perdesini kaldırmak için, yazılanların öznel olduğunun bilincinde olarak, meselelere daha dengeli bakabilmek için bu tür otobiyografiler son derece faydalı. İnsan bir daha görüyor ki geçiş dönemlerinde isabetli karar verebilmek herkes için mümkün olamamaktadır. Geçiş sürecini anlamada empati yönetimi kullanılabilir. Batı ülkelerinde tarihî şahsiyetlerin eserlerinin yayınlanmasında eserin başına eskilerin deyimiyle takriz denilen tüm boyutlarıyla ele alan konuya hâkim birim tarafından aydınlatıcı bir yazı kaleme alınır. Esasen bu eserde de bu anlamda yazılar olmakla birlikte bunların yeterliliği konusunda fevkalade tereddütlerim bulunmaktadır. Rıza Tevfik’in çeşitli açılardan nesnel olarak ele alan bir yazı hatıratın anlaşılmasında son derece faydalı olurdu. Maalesef bu tür eserleri yayına hazırlayanlar ve yayın evlerinin musahhihleri imla kuralları konusunda son derece duyarsız. Bu eserde de son derece temel yazım yanlışları vardır.
Biraz Da Ben Konuşayım
Biraz Da Ben KonuşayımRıza Tevfik Bölükbaşı · İletişim Yayınları · 20139 okunma
·
194 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.