Gönderi

180 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Felatun Bey ile Rakım Efendi Yine okuduklarımın arasında Ahmet Mithat Efendi’nin bir eseri olan Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabını okudum. Eser Emrah Balcı’nın Sunuş başlık altında yazdıkları ek bir sayfayla başlıyor. Emrah Balcı’nın da dediği gibi “Tanzimat döneminin kültür tartışmalarına bir temsil alanı açar. Tartışmalar ağırlıklı olarak Batılılaşma, alafrangalaşma tartışmalarıdır. Bu çerçevede Tanzimat aydını; bir insan anlayışı, bir şahsiyet modeli ortaya koymaya çalışır.” Bende ilk olarak bu yazıyı okuduğumdan dolayı kitabı daha bilinçli ve bu eksen etrafında okumaya dikkat ettiğimden Emrah Balcı’nın sözlerini niteler şekilde zihnimde eserdeki olaylar şekil aldı ve canlandı. Romanın mekanı İstanbul’da Beyoğlu’dur. Ahmet Mithat Efendi eserinde Felatun Bey’i bir cümleyle nitelendirmişti ve o cümle kesinlikle Felatun Bey için hazırlanmış bir kılıftan başka hiçbir şey değildi. “İşte Felatun Bey de bildiği şeyi nasıl öğrenmiş olduğunu bilmeyenlerdendi.” Belki de yozlaşmayı doğru yönde kullanmayı bilseydi o da hatalarından ders çıkarmak yerine hatalarını yapmamayı bilebilirdi. Felatun Bey babasının mal varlığına güvenen, çalışmayı ön görmeyen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ve bu karaktere tezat oluşturan Rakım Efendi’yi ise yetim bir karakter olarak okuyoruz. Rakım Efendi tüm zorluklara rağmen kendini geliştirmiş, bilgilendirmiş ve emeğinin karşılığını bilen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Böyle iki zıt karakterlere sahip olan iki insan üzerinden yanlış batılılaşma ve doğru batılılaşmayı gözle görülür bir şekilde yazar zihnimize nakşediyor. Farkında olmadan Rakım Efendi’yi çok iyi biri olarak görebilirim ya da görebilirsiniz bu sizin sınırlarınız ve bakış açınızla alakalı bir durum. Zannımca Rakım Efendi’nin karşısında kıyaslandığı karakter Felatun Bey gibi zayıf karakter olduğu için Rakım Efendi’yi iyi gibi görebilirim, görebiliriz. Fakat eserde Rakım Bey’in iç sesini de okuyoruz ve bu da işleri karıştırıyor. Bunu kitapta bir alıntıyla daha iyi somutlayacağı düşünmekteyim. “Rakım kendisini büyük kızın kucağına yaslanmış ve küçüğünü de kendi kucağına dayanmış görürdü ki her şeyden çok zevk aldığı hal buydu. Lakin analarına ya da babalarına bir şüphe verir miydi zannedersiniz?” Tam olarak bu alıntı da Rakım’ın hevesini okuyoruz. İç sesi ne kadar iffetsiz oluyorsa dışarıdan o kadar ahlaklı biri gibi davranabilen bir karakter karşımıza çıkıyor. Peki bu iyilik timsali gibi gördüğümüz Rakım Efendi’yi ne kadar iyi veya ne kadar kötü yapar? Sorusunu bize yöneltmiyor mu? İki karakter bağlamında doğru batılılaşmayı ve yanlış batılılaşmayı bize ders niteliğinde zihnimize nakşeden yazar sonunu yine hatalarından ders alan Felatun Bey’in pişmanlığını dille getiriyor. Eserde karakterler üzerinden gözüme çarpan zıtlıkların okurken beni yorması beni düşünmeye daha çok itti diyebilirim. Kitap kısa olmasına rağmen büyük anlamları içeren, yoğun bir kitap olabilir.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202323bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.