Gönderi
Bittiğinde uzun havayı anımsatan bir nefes ile "huhh" dedirten, full aksiyonlu bir kitap! "Polisiye" tam karşılığı olamaz. Kurgu inanılmaz güzel ve yalnızca polisiye dersek bu kurguya yamuk yapmış oluruz. Betimlemeler, benzetmeler, diyaloglar, iç sesler, olay örgüsü... her biri öyle zekice işlenmiş ki yazarın nasıl bir kafası nasıl bir hayal gücü olduğunu merak etmekten ve bu hayal gücüne imrenmekten kendinizi alamıyorsunuz. Karakter isimlerinin kendi hayatlarıyla olan ilişkisini görünce çok şaşıracaksınız. Her bir karakterin başta veya sonda bir şekilde birbirlerinin hayatına dahil olduğunu ve birbirlerinin hayatını etkilediğini görünce de çok şaşıracaksınız. Okuduğumuz romanlarda tarafında olduğumuz bir karakter mutlaka bulunur. Korkma Ben Varım'da bir karakterin tarafında olmayı unutun! Çünkü yazar müthiş bir üslupla her karakteri konuşturmuş, her karakterin iç dünyasını aktarmış, her karakteri karakterin kendi ağzından tanıtmış okura. Bu noktada bir dipnot eklemem gerekirse, görüyoruz ki herkes her davranışına bir sebep bulabilir fakat herkesin her davranışı için bulduğu sebep gerçek olmayabilir. Herkes kendi sebeplerini bulur ve tamamen onlara inanır. Karakterlerin bakış açılarında tam da bunu görüyoruz. Bazı kısımların gereksiz olduğunu da düşünmedim değil. Mesela papağan Huduni ne alaka burada dedim. Hele ki padişah muhabbeti(belki inceyi anlamamış olabilirim) acayip sıktı, kitabın o bölümünde bırakmayı bile düşündüm. O kısımdan sonra daha heyecanlı ilerlemeye başladı ve adeta bütün o olaylar silsilesi beni bir lokmada yuttu.
Bir alıntı ile bitirelim:
Bildiğim bir şey varsa, güneşle çölün arasına giremezsin.
Sevgiyle.
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.