Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

328 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Bitmemiş İnşa"nın Çoklu Anlatımı
Postmodernizmle ilgili olan bir kitabın ismi bu kadar doğru olabilirdi. Bitmemiş inşa tabiri kendini sürekli yenileyen, yeni çağa adapte eden halini oldukça güzel anlatmış. Kitabımız üç bölümden oluşuyor: espice, adspice ve prospice. Birinci bölümde postmodern felsefe üzerine 7 tane makaleyle karşılaşıyoruz. İkinci bölümdeyse postmodernizmin sanatın tüm alanlarıyla olan ilişkisini anlatan 11 makale karşılıyor. Son bölümse "Postmodernizm Öldü mü?" sorusuna cevap arayan 4 makaleden oluşmakta. Kitabın en güzel tarafı, toplamda 22 yazarın postmodernizme dair fikirlerini belirtip belirli konu başlıkları etrafında anlatım yaptıkları bir metin olması. Bu derleme metin, postmodernizmin sevdiği tarzda çoğulcu yapısıyla bizleri karşılıyor. Çoğunlukla yarı-akademik bir tarzda kaleme alınmış ve kararında uzunlukta makaleler, bu çok zor konunun birçok farklı açıdan ele alınmasını sağlıyor. Özellikle postmodernizmin sanatlarla ilişkisini konu edinen ikinci bölüm, enfes. Bu felsefenin, mimarlık, resim, müzik, sinema ve şiir gibi dallarla ilişkisi oldukça başarılı bir şekilde anlatılmış. Özellikle kitabın editörü
Ahmet Melih Karauğuz
Ahmet Melih Karauğuz
'un post-truth kavramını oldukça iyi açıkladığı ikinci bölümün son makalesi tek kelimeyle harikaydı. Fakat bu noktada kendime de bir soru yönetmek istiyorum. Madem bu kadar beğendiysem kitaba neden 8 puan verdim? Bu puanların bir tanesini ilk bölümdeki son iki makaleden dolayı kırdım. Çünkü bu makaleler, postmodernizm kavramının ne ruhuyla uyuşuyordu ne de kitabın kendi içindeki bütünlükle. İkinci puanı ise o çok sevdiğim adspice bölümünde yer alan postmodernizmin öyküyle ilişkisini inceleyen -daha doğrusu reddeden- iki makale nedeniyle kırdım. Postmodernizm ve özellikle de postmodern edebiyat üzerine birçok metin ve makale okumuş benim gibi bir okuru, genel anlamda oldukça tatmin eden bir metindi. Postmodernizmin hem sanat dallarıyla ilişkisini anlamak hem de "Öldü mü? Yoksa varlığını hala devam mı ettiriyor?" sorularına yanıt bulmak için okunabilecek ve bu felsefe üzerine düşünen her okura tavsiye edebileceğim güzel bir kitap. Benim son sözlerimden sonra bu kitabın editörünün baştaki sunuş kısmından yapısökümle ilgili güzel anlatımını buraya iliştiriyorum: "Tamamlanmayan bir inşa projesi olarak modernliğin yeni hali midir postmodernite? Bu soruya cevap vermeden, geçtiğimiz aylarda Metis Yayınları tarafından Türkçe yayımlanan, Fonseca'nın Hayvan Müzesi romanındaki bir sahneden bahsetmek istiyorum. 2008 yılında Porto Riko'da yapımı yarım kalan lüks bir gökdelenden bahseder yazar. Gökdelen tamamlanmamıştır ama içerisinde insanlar yaşamaktadır. Gökdelen içinde yoksul insanlar yerleşmiş ve oraya kendileri için bir yaşam merkezi kurmuştur. Evler vardır; marketler, berberler, diş hekimi, hastane. Asansör yoktur ama onun yerine üst katlara ulaşımı sağlayan motosikletler vardır. Bina halk tarafından adeta yapısöküme uğratılmış ve yeniden yorumlanmıştır. Gelişimin ve ilerlemenin bir örneği olan gökdelen fakir insanlar tarafından işgal edilip yeniden yorumlanmış ve bir yaşam alanına çevrilmiştir. Belki de postmodernite tam olarak budur? Bitmemiş modernizmin gökdeleninin ihtiyaçlar dahilinde yeniden yorumlanıp amaca uygun kullanılması? s. 10 (
Ahmet Melih Karauğuz
Ahmet Melih Karauğuz
- Giriş Yerine)
Bitmemiş İnşa: Postmodernizm
Bitmemiş İnşa: PostmodernizmKolektif · Ketebe Yayınları · 20206 okunma
··
155 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.