❆Kış ortasında bir yaz günü☼...
Albert Camus 'u hangi kitabıyla tanırsınız desem, hemen hemen herkes Yabancı dan bahseder. Nedense bende yazarların en popüler eserlerinden ziyade kıyıda köşede kalmış olan, çok da öne çıkmayan eserlerine yönelirim.
Belki de kış ortasında Yaz 'ı okumak istemem de sanırım güneşli geçen günlerin etkisinden :)
Kitabın ilk sunuş kısmında, "Albert Camus Yaz’ı 1954 yılında, yani Yabancı ile Sisifos Söyleni’nden on iki, Veba’dan yedi, Başkaldıran İnsan’dan üç yıl sonra yayımlar. Öyleyse, en ünlü yapıtların ardından geldiğine göre, bu yapıtı bir olgunluk çağı ürünü olarak mı değerlendirmek gerekir?" diye sorar Tahsin Yücel
Tüm bu detayları bildikten sonra eserin tam anlamıyla mükemmel olmasını beklemek de haksızlık olmaz sanırım!?.
Sekiz kısa denemeden oluşan kitapta, ilk denemenin günahı çok der Tahsin Yücel . Okuduğunuzda bunun farkını görebilirsiniz. Giriş için zorlayıcı bir yönü olduğu yadsınamaz. Başlıklar şöyle:
MİNOTAUROS YA DA ORAN MOLASI (1939)
BADEM AĞAÇLARI (1940)
PROMETHEUS CEHENNEMDE (1946)
GEÇMİŞİ OLMAYAN KENTLER İÇİN KÜÇÜK REHBER (1947)
HELENA’NIN SÜRGÜNLÜĞÜ (1948)
GİZLEM (1950)
TIPASA’YA DÖNÜŞ (1952)
DENİZİN BAĞRINDA (1953)
Dikkatinizi çekecek tek önemli şey ise tüm bu denemelerin Cezayir'e bağlanması. Yazarın çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği yer olması onda baya etki yaratmış sanırım. Kitabın adını yansıtan güneşli günleri de güzel betimlemiş özellikle son denemesinde...
Ne var ki okuduğumuz zamanlar eski de olsa sorunların değişmezliği göze çarpıyor hep. Yeni yıl için her zaman bir öncekinden daha güzelini istesek de yılların elinde olan bir şey olmadığını, meselenin insan da bittiğini öğrenemedik gitti.
Keyifli okumalar. Geçmişi aratmayan bir yıl temennisiyle ❆❆❆ 
