Şair, romancı, senaryo yazarı, çevirmen ve önemli bir faşizm karşıtı olan Giorgio Bassani’nin savaş sonrası İtalyan edebiyatının başyapıtları arasında yer alan ve yazardan okuduğum 4.kitap olan Finzi-Contini’lerin Bahçesi, Viareggio Ödülü’nü kazanmıştır... “Yitik zamanın” izini süren bir bellek romanı niteliğinde olan "Finzi-Conitini'lerin Bahçesi", orta sınıftan gelme, aşk işlerinde acemi adından bahsedilmeyen anlatıcı ve malikânesine kapanmış, kendi âleminde, topluluktan kopuk bir yaşantı süren soyluluk heveslisi, zengin ve seçkin bir ailenin gözbebeği olan çok zeki, kültürlü, afacan, değişken huylu, alaycı Micòl’e tutulur. Ve bunlar 1938 yılında olur ki bu yıl Irk Yasaları yeni çıkarılmış, kent halkının ayrıştırıldığı gruplandığı dönemdir, gerçekten okuduğum diğer İtalyan edebiyatı kitaplarında da bahsedildiği en karışık dönem kimsenin kimseye güvenin olmadığı ve kalmadığı dönem, Hitler ve Mussolini ile!!! Yazarın Proustvari bir titizlikle betimlediği ortam, doğasından mimarisine kadar bütün kültürel zenginliğiyle, tarihin getirdiği acıların anılarıyla işlenen, surlarının içine kapanmış yaşayan sessiz, suskun Ferrara kentidir ki bu kısımlarda betimlemeler beni boğdu 1az, Finzi-Contini’lerin Bahçesi birçok otobiyografik öğe içerir, yazar adına... Genç Bassani de, romanının başkişisi gibi, müzik ve tenis tutkunudur ve Finzi-Kontilerin kızına aşıktır ve edebiyatçıdır kitapta olduğu gibi... Kitap başlangıçta beni çok zorlamış olsa da son bölümde beni benden aldi ekstra Bassani'nin yazım gücüne hayran olup kitabı kapattım. Bazı bölümlerde beni gülümseten ve bizden 1çok şeyi görürken ( babasıyla konuşmasında kendi diyarından olma kısmı ne kadarda Adanalı düşüncesi dedim ki beni epeyce gülümsetti yada bizden 1çok deyimi olması musibet meselesinin hayra bağlanması), 1yandan kulliyat adına okuduğumuz Altın Gözlük teki dr.dan bahsedio aşkı bu kısma bağlanması yazarın aşk konusundaki derinselliğini ve hassasiyetinin ispatı olsa gerek çok çok severek okudum, kitabın içindeki aşk konusunun içimi sizlatan çaresiz bölümleri çok güzel anlatılmış başka türlü o dönem bu olayla bu kadar güzel anlatılmazdı kesinlikle tavsiyemdir kulliyat okuması yapılacaksa sona bırakılması gereken 1kitap, zira kitapta geçen 1kaç konunun diğer kitaplarıyla da bağlantılı olmasından ötürü. 1962’de Finzi Contini’lerin Bahçesi ile yazarlığının en üst noktasına erişen ve büyük beğeni toplayan roman 1971’de Vittorio de Sica’nın yönetiminde beyazperdeye aktarılmış. Film, ülkesinde Davide di Donatello, Berlin’de Altın Ayı ödülleriyle, ertesi yıl ABD’de Yabancı Film Oscarı’nı almışsa da, Bassani, beğendiği, ancak kitapta yer almayan eklenen son sahneler dışında! çekinceli karşılamış ve mesafesini hep korumuş, bakalim şimdi sira filmini izlemede... 2000 yılında Roma’da ölen Giorgio Bassani, vasiyetnamesi uyarınca, Ferrara’da, bu romanında anlattığı Musevi Mezarlığı’na gömülmüş... Finzi-Contini’lerin Bahçesi "Kararan Bahçeler" adı ile de dilimize çevrilip ölmeden önce okunması gereken #1001kitap arasındadır...

Finzi-Contini’lerin BahçesiGiorgio Bassani · Yapı Kredi Yayınları · 201728 okunma

·

190 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.