Kral’la neşelenebilirdiniz, şakalaşabilirdiniz. Ama Thomas More’un hep dediği gibi, evcilleştirilmiş bir aslanla oynamaya benzerdi. Yelesini okşar, kulaklarını çekiştirirdiniz ama her seferinde aklınızda tek bir şey olurdu: pençeler, pençeler, pençeler...