Yapıtın, Türk klasikleri içinde görüldüğü şüphesiz. Kitabı okuduğunuzda önce monoton bir havanın yerini Raif Efendi'nin gizemli defterini okumaya başladığınızda sürükleyici bir maceraya gidiyorsunuz. İlk başta çok basit bir karakter gibi gösterilen Raif Efendi'nin neler neler yaşadığını bambaşka bir gizemli karakter olduğunu görmüş oldum. Kitap hakkında olumlu ve olumsuz yerleri değinmek istiyorum. Kitabın gerek kurgusu, gerek konusu ve gerekse karakterlerini oldukça başarılı buldum. Maria Puder'i eşsiz bir tablo karşısında sunmuş yazar. Hayalimizde uyandırdığı tablo, Yazarın gözüyle bakınca sanki bir şahesere dönüşmüş, tablodaki kadın Raif Efendi'nin bugüne kadar gördüğü en güzel şeyin o olması ve onun yaşayan bir insan olduğunu görmesiyle ömrünün kısa ama ölümüne kadar tesirini kaybetmeyecek bir Maria-Raif aşkı, kendimde pek çok şey hissettirdi ve duygulandırdı doğrusu. Romanın olumsuz taraflarından birisi Raif Efendi'nin milli hassasiyetlerden kopmuş ve Türk kültür yaşantılarından çok uzak olmasaydı. Bunun örneği Maria Puder de bulabiliriz. Maria Puder'in şarkı söylediği bir sahnede bir sarhoşun belinden öpmesi, bu hareketi karşısında Raif Efendinin kayıtsızlığını görebiliyoruz. Mesela Maria Puder'le geçen şu konuşmalarda Maria Puder'i kaybetmemek adına aşk ve zevk harici Milli değerlerimizin ve namusait kavramların tam tersi kendimize atfedildiğinide de görüyoruz: "- Biz Şarklılar çok kibar insanlarızdır... Ne düşünüyordum biliyor musunuz? O adam sizi öptü ve ben hiç kıskanmadım. - Sahi mi?" Genel olarak eserin edebi açıdan güçlü bulsam da Milli ve manevi değerlerin ötelenerek bizlere empoze edilmeye çalışılan bu yaşantı tarzına her zaman karşısında durmaya devam ederim. Nihal Atsız Beğ'in Deli Kurt romanındaki Gökçen Kız ile Deli Kurt karakterlerini bu karakterlere mukayese etseniz, gerisini siz düşününüz artık.

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023317,4bin okunma

·

16 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bay M.️️