spoiler içerebilir, bilginize! İnsanlar tarafından fark edilmeyen, sıradan bir memurun paltosunun eskimesiyle başlayan bu hikâye, kalbi kırılarak bize veda eden kahramanımızdan geriye sadece bir hayaletin kalmasıyla sonlanıyor. Hem de bu adam kimseye zararı dokunmayan, yaptığı işi zevkle yapan ve bir palto uğruna birçok şey feda eden biri olunca insan kendini hızla gelişen olaylar karşısında gerçekten kötü hissediyor. Yazar hikâyenin kahramanı olan Akaki Akakiyeviç’i öyle güzel betimliyor ki okuyucular ile hikâyenin kahramanı arasında sıcak bir bağ oluşuyor. Kahramanımız birçok iyi özelliğe sahip olmasına rağmen hak ettiği değeri ne arkadaşlarından ne de içinde yaşadığı toplumdan görmüyor. Tıpkı bizim ünlü mizah kahramanımız Nasreddin Hoca’nın yaşadığı gibi kendisine kaliteli bir palto aldıktan sonra toplum içinde fark ediliyor, onu görmezden gelenler onun farkına varıyor. Paltoyu aldıktan sonra onun hayatında da değişiklikler oluyor. Hatta almaya karar vermesi bile daha paltoyu almadan ona yaşama sevinci veriyor. Paltoyu giydiği ilk gün belki de hayatında ilk defa çok mutlu oluyor ve kendisi ile gurur duyuyor. Bu mutluluk ne yazık ki fazla uzun sürmüyor. Paltosunun çalınmasıyla adeta yıkılıyor. Bu derin üzüntüye, çaresizce yardım istediği yüksek makamlı kişilerin onu aşağılaması eklenince büyük bir çöküş yaşıyor. Bence kahramanımızı hasta eden Rusya’nın soğuğu değil, insanlardan aldığı onu yok sayan soğuk ve küçümseyici tepkiler. Tıpkı yaşantısı gibi dünyadan ayrılışı bile sessizce oluyor. Onun bu sessiz, kimsesiz ölümü okuyucuyu derinden etkiliyor. Ancak hikâyenin sonundaki sıra dışı olay biraz da olsa okuyucunun kalbine su serpiyor. Akaki Akakiyeviç’in yarım kalmış mutluluğu ve onu hor gören insanlardan alamadığı intikam bir hayalete dönüşmesiyle alınıyor. Belki de ruhu huzura kavuşuyor.

PaltoNikolay Gogol · Turkuvaz Kitap · 202037,3bin okunma

·

46 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

eylül