Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Josef Nyary, benim için Yoş amca, babamın Almanya'da tanıştığı kırk yıllık Macar ahbabı. Almanya'nın meşhur tabloid gazetelerinde fotoğraf editörlüğü yapmış, en bilineni Bild'de de aynı görevi icra etmiş bir entelektüel. Tarihçi değil fakat insanoğlunun bilinen tarihten bugüne pek de değişmediğini düşünen bir gözlemci. Vikingler dışındaki tarihi romanları da son derece lezzetli. İnsanın karşısına kolay kolay çıkabilecek bir roman değil bu. Nasıl olsun, kitap okuyan nüfusu göz önüne alınca, tercih kriterlerini bilince şaşırmıyorsunuz kıyıda köşede kalmasına. Okuyup bir kenara koyalı 10 sene olmadıysa da muhtemelen 7-8 sene oldu. Sıcağı sıcağına yazmakta olduğum bir inceleme değil bu. Yine de bir takım bilgiler vermeye ve okumaya özendirmeye çalışacağım. Nyary romanı kaleme almadan önce, yeni dünyanın keşfine dair bilgiler içeren sagaları titizlikle incelemiş. Dönemin İzlanda'da yazılan ve konuşulan Germencesi'ni bildiğini iddia edemeyeceğim. Fakat söz konusu sagaların neleri ihtiva ettiğini öğrenmek için eski yazıyı ve dili okumaya lüzum olmadığını da söylemeliyim. Zira hem Grönlandlılar Sagası hem de Kızıl Erik Sagası, bugün tüm modern İskandinav dillerine, Almanca'ya ve de İngilizce'ye çevrilmiş durumda. Saga demişken, bu sözcükle tanıştığım günden bu yana, aklımda yer eden bir düşünceyi paylaşayım. Lisedeki tarih dersi müfredatından öğrendiğimiz Asyalı Türkler'in sagusuyla Germen halklarının sagaları arasında bir bağlantı olabileceği ihtimali. Bu ihtimali irdelemek için gerekli ehliyetlere sahip değilim. Dil bilimciler göreve deyip devam ediyorum. Romana temel oluşturan iki kaynak var. Birincisi 14. yy'da İzlanda'da kaleme alınmış Grönlandlılar Sagası'yla Kızıl Erik Sagası, ikincisi Nyary'nin hayal gücü. Bu iki kaynak Grönland yerleşimcilerinden tutun, Danimarkalılara, Norveçlilere, İzlandalılar'a kadar ortaçağın İskandinav halklarının nasıl yaşadıklarını, dünyaya nasıl baktıklarını, denizciliklerini, inanç meselelerine yaklaşımlarını, iktisattan ne anladıklarını kabaca ortaya koymaya yetmiş. Kıta avrupasının kilise bağnazlığından bıkmış maceraperestleri Amerika'yı bulmadan beş yüzyıl önce, Kuzey Avrupa'daki uzak akrabaları ''Vikingler'' bugünkü Kanada kıyılarına ulaşmış, oraya şarap ülkesi ya da üzüm ülkesi anlamına gelen ''Vinland'' demişler. Yeri gelmişken Viking kelimesinin etnisiteye, ulusa ya da millete işaret etmediğini, 700'lü yıllardan 1200'lere, kuzey avrupa halklarının yaşam biçimine işaret ettiğini söyleyebiliriz. Söz konusu yaşam biçimini, akıncılık, korsanlık, kaşiflik, tüccarlık ve yerleşimcilik olarak özetleyebiliriz. Akın düzenledikleri Avrupa topraklarında yaşayan halklar onlara Kuzeyliler veya Hristiyan ya da Yahudi olmayan anlamında ''Heathen'' diyorlarmış. Romanda pagan adetlerini bırakmakta zorlanan Kuzeylilerle siyasi, askeri ve ekonomik güç devşirme amacıyla Hristiyan olan Kuzeyliler'in çatışmasını da okuyoruz. Dilinde ''yiğit'' gibi bir sözcük olan bizler için bu çatışmayı okumak enteresan bir deneyim. TRT'nin tarih dizilerinde, beyaz tenleri, renkli gözleri ve örgülü saçlarıyla boy gösteren ''yerli'' savaşçılarımız için temel oluşturan imgenin kuzey avrupanın vikingleri olması komik olduğu kadar düşündürücü. Söylemeye çalıştığım şey, İskandinavların bilim ve teknikte son derece ileride olmalarına rağmen, dünya kültür endüstrisinde edindikleri yerin daha çok mitleri ve tarihleriyle ilintili olması, insanın ne kadar romantik bir varlık olduğunu bir kez daha yüzümüze vuruyor. Her iyi romanda olduğu gibi, coğrafya, ulus, kültür anlamını yitiriyor ve insanı okuyorsunuz. Dünya değişmiyor.
Vikingler/Yeni Dünyanın Keşfi
Vikingler/Yeni Dünyanın KeşfiJosef Nyary · Yurt Kitap Yayın · 200845 okunma
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.