Gönderi

112 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 32 days
Kitap Özeti İçerir!
Yine gerçek bir olay, yine Yalan Dünya’nın cezasını çeken bir kadın: Firdevs. Kitap Mısırlı Firdevs isimli bir kadının(kitapta soyadını bulamadım) idam edileceğini öğrenen psikiyatr Neval El Saddavi’nin (kitabın yazarı olur kendileri) onunla görüşmek istemesi ile başlıyor. Başta Firdevs görüşmek istemese de idam edileceği gün kararını değiştirir. Doğduğu günden itibaren başlar anlatmaya. Başta anlattıkları fakir insanların sıradan yaşamı gibidir. Çok çocuklu bir aile… Fakir ve çalışmayan, akşam her geldiğinde(muhtemelen kahveden) önce ayaklarını karısı veya kızına yıkatıp tek başına yemek yiyen, sonra karısı ve çocuklarını döven, en sonda da sıcak sobayı kendi odasında yakıp çocuklarını soğuk odada yatıran ve bu yüzden civciv yavruları gibi çocuklarının teker teker ölümlerini seyreden kalpsiz bir baba… Her yerde olduğu gibi bu acıya dayamayan annenin hemen ölmesi. Ardından gelen cici anne kahpelikleri. Babanın da anneden birkaç yıl sonra ölüp Firdevs’in yaprak gibi hayatın savurduğu yerlere sürüklenmesi. Elbette ki hayat yetim ve kimsesiz bir genç kız için iyi bir seçim yapma hakkı tanımayacaktır. Her ne kadar dirense de… Önce amcası tacize başlar, sonra onu güzel bir başlık parası karşılığında dedesi yaşında bir herifin kucağına atar. Yaşlı, aksi ve cimri olan bu adama birkaç ay katlandıktan sonra kaçar Firdevs. Önce bir fırıncı alıkoyar sonrasında da pezevenk bir kadın. Parayla hiç tanışmamıştır ama kendi bedeni üzerinden para alındığını da bir müddet sonra öğrenmiştir. Sonrasında bedeninin kendine ait olduğunu ve kendi parasını kazanması gerçeğini keşfederek oradan kaçar. Kendi ayakları üzerinde duran ve lüks içinde yaşayan bir fahişe olmuştur artık. Fakat para kazanmak değildir derdi. Ki bir gün bir müşterisinin söylediği söz üzerine bırakır fahişeliği. Deyim yerinde ise sıradan fakat ağır gelmiştir bu söz Firdevs’e. Bunun üzerine bir karar verir Firdevs ve gururla taşıdığı lise diploması ile bir fabrikada iş bulup namusu ile çalışmaya başlar. Yaklaşık 4 yıl az para ve kötü koşullarda çalışır bu işyerinde. Bu süre zarfında da hiçbir erkekle beraber olmamış ve bu onu daha da saygın bir işçi haline getirmiştir. Hayat tam da istediği gibi yol almaktadır Firdevs için. Hele bir de fabrikanın yakışıklı ve devrimci İbrahim’ine de âşık olmuştur ya bundan daha iyisini hayatı boyunca istememiştir. Fakat dedik ya hayat ve erkekler hep onu aldatmış ve sırtından vurmuştur diye. Bu seferde İbrahim’in aldatmasıyla sarsılır. İbrahim Firdevs’e âşık olduğunu söylediği günün ertesinde fabrikanın sahibinin kızı ile nişanlanır. Dünyası tekrar yıkılan Firdevs apar topar fabrikadan ayrılır ve bana göre de doğru olan şu tespiti yapar: ”İlkeleri olan devrimcilerde(İbrahim) aslında diğer insanlardan farklı değildi. İlkelerini satarak başka erkeklerin parayla satın aldıklarını onlar kurnazlıkla elde ediyorlardı. Bizim (fahişeler) için cinsellik neyse, onlar için de devrim oydu. Kullanılacak bir şeydi. Satılacak bir şeydi. Sayfa 92. Eski işine(fahişeliğe) geri döner Firdevs. Duyduğu hayal kırıklığını şu cümlelere özetliyordu: “ Başarılı bir fahişe zavallı bir azizeden daha iyidir. Bütün kadınlar yalanların, dolanların kurbanıydı. Erkekler kadınları aldatır, aldandıkları için de onları cezalandırır: aşağılar, bu kadar düştükleri için cezalandırır, evlenmeye zorlar sonra da ömür boyu hizmetçiliğe küfürlere ya da dayağa mahkûm ederlerdi. En az aldatılan kadının fahişe olduğunu kavramıştım artık. Evliliğin kadınların en zalim şekilde acı çekmesine dayalı bir sistem olduğunu anlamıştım. Sayfa 91. İşler iyi giderken yine bir gün bir erkek(pezevenk) çıkageldi bir gün. Kazandığı parayı onunla bölüşmesini aksi halde kötü olacağını söyledi. Firdevs çok uğraşsa da adamdan kurtulamadı bir türlü. Adam tanınmış pezevenklerdendi. Her meslekten tanıdığı dostları vardı ve ondan asla kurtulamayacağını çok geçmeden anladı. Mesleğinin zirvesinde bir kadın iken adam ona sahip olmak istedi fakat Firdevs onu reddetti. Reddedilmenin hırsı ile adam Firdevs’e saldırdı ve Firdevs daha önce neden yapmadığına şaşırarak adama okkalı iki tokat attı. Sinirlenen adam tekrar saldırmaya kalkınca Firdevs eline bıçak alarak tüm hayatının öfkesini adamdan çıkarmak istercesine defalarca bıçağı adama sapladı. Artık kendini özgür ve mutlu hissediyordu. Yaptığı bu olayın onu idama götüreceğini bildiği halde hiçbir pişmanlık duymuyor aksine kendisini suçlu olarak da görmüyordu. Yaptığı bir suç değildi ki suçlu olsun. Şöyle diyordu son sözlerini: “Gerçeğe ulaşmak, artık ölümden korkmamak demektir. Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir. Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu bıçakla değil, gerçekle öldürdüm. Bu yüzden korkuyorlar benden. Beni yok etmek için bu yüzden acele ediyorlar. Bıçaktan korkmazlar. Onları korkutan gerçeğimdir. Bu korkutucu gerçek bana büyük bir güç veriyor. Beni ölümden, yaşamdan, açlıktan, çıplaklıktan ya da yılgınlıktan koruyor. Beni hükümdarlarla polisin zalimliğinden koruyan da bu korkutucu gerçektir". Sayfa 107. Ve final: Dünyanın yalan dolu olmasının bedelini Firdevs canı ile ödemek zorunda kalmıştı. Sayfa 112. Yıllar devirler hükümetler başkanlar değişse de kadın bedeni üzerinden dönen bu düzen hiç değişmeyecek gibi duruyor. Bu kadın (Firdevs) cinayeti bıçakla değil; gerçeklerle yapmış ve bundan zerre kadar pişmanlık duymadan darağacına vakur bir şekilde gitmiştir. Çünkü hayat ona başka bir seçenek sunmamıştır. Yapması gereken bu gerçekle birlikte sonsuz huzura kavuşturacaktır.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613.5k okunma
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.