Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

385 syf.
8/10 puan verdi
2021'in ilk kitabı... Bir inanışım var. Kendisini bulamayan, kendisini keşfetmeyen, kendisini sevemeyen birinin; sevgiyi ve huzuru başkalarında araması gün sonunda avuçlarında, yine hiçbir şeyin onu mutlu edememesini bırakır. Madame Bovary bütün söylemlere rağmen aslında bu felsefeyi anlatan romanlardan biri. Kitabı bitirdikten sonra hakkında incelemeler yapan başka kişilerin yorumlarını okudum. Kimsenin incelemesinde bu olgunun farkındalığını görmemek biraz enteresan geldi. Kimisi kocasını durmaksızın aldatan Emma'nın üzerinden kadınları eleştirmiş, kimisi ülkemizde aldatma ve boşanma oranlarını kıyaslayarak, "ülkemizde erkeklerin daha fazla aldattığı söylemi varken aslında kadın aldattı diye biten evlilikler daha fazla" demiş. Öncelikle bunun için söylemek istediklerim var. Uzun uzun tartışacak değilim. Oranın ne olduğu da kadınları aklayan karalayan ya da erkekleri düze çıkaran bir durum değil. Sadece ülkemizde aldatılan bütün kadınların konuşabildiğini mi sanıyorsunuz? Bu oranlar gerçeği veremez susmuşluklar içinde. Neden mi? Aldatılan bir adam "gurur" sebebi ile kendine yediremez kadını ya öldürür ya da boşar. Nadirdir duygusal bağların erkeklerde süregeldiği, daha çok gururları ile hareket ederken. Fakat bir kadın aldatılsa bile ya şiddet görür susar, ya gidecek yeri yoktur susar, ya korkar susar, ya çocukları için susar. Siz, erkeklerin aldattığı ve biten evliliklerin az olan oranını yazdığınız zaman susan kadınlarıma acır içim... Gelelim kitaba... Emma Bovary. Charles Bovary'nin biricik karısı. O kadar biricik ki, karısının gözleri önünde onu aldattığını asla anlamıyor. Emma kendisini keşfedememiş, arzularını, isteklerini kendisini tanımaması sebebi ile dizginleyemeyen, birçok kült romanlarda olduğu gibi kadının yalnızca ihtiraslar içinde yanan birey olduğu bir kadın. Kitabı okurken kocasını her aldattığında adamın bu kadar saf ve sevgiden kör olması sinirlerimi yıprattı. Verdiği tavizler ve körlükleri ile kadının bunu yapmasına en güzel zemini hazırladı. Ben Charles'e bu kadar izin veren, karısını bu kadar serbest bırakan biri olduğu için kızarken bir yerden sonra kızamadım. Kadına güvenmek, ona kanmak yalnızca onun suçu değildi. Evet Emma'ya çok kızdım ama bir süre sonrada kendisini hiç tanımadığını anladım. Bu durumda sanırım suçlu yalnızca aciz insanların sığındığı kaderdi. Kitabın olaylar arasındaki geçişlerini takip etmek ve anlamak kimi zaman zor olsa da, bir kitapta en önem verdiğim şeylerden biri sonudur. Sonunun içimi yakan ve bütün Emma'ya olan öfkemi dinginleştiren yanı ile kitaba biraz daha ısındım. Daha fazla detay vermek istemiyorum ama sanırım hepimizin içinde biraz Madame Bovary var. İlla gizli ihtiraslarımız aşk, cinsellik üzerine olmak zorunda değil ama hepimizin içinde saklı kalan tutkular var. Ondan tek farkımız bunları saklayacak ya da kırbaçlayacak gücümüzün olması. Hepimiz doğru olmayan tutkular sebebi ile hayatımızın bir zamanında yenik düşmüşüzdür. Alıntı: "İnsan, hiçbir şeye karşı ilgisi, hiçbir şeyden umudu kalmayınca, hayatın her gün değişmeyen tekrarı altında ezilir." Sevgiyle ve kitapla kalın... :)
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 033,3bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.