Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
“Akıl hastaneleri” deyince kafanızda canlanan ilk görüntüde ne hissettiniz? Korktunuz mu?yoksa üzüldünüz mü?yada içten içte delilerin kaldığı yer işte nasıl bir soru mu dediniz?Bilakis soruyu değiştirelim siz hiç psikoljik roman okuyup kendinizi sorguladınız mı? joanne greenberg’in bir dönem akıl hastanesinde kaldığı yıllardan yola çıkarak yazmış olduğu sana gül bahçesi vadetmedim adlı kitapla tanışmama vesile olan bu serüveni bana hediye eden canım arkadaşım Tuğçeyee arz-ı şükranlarımı sunarak söze girmek isterim . Bu kitabı okuduktan sonra şunu anladım: “Herkesin içinde bir delilik gizli ve bunu dışarıya çıkarmamak için normalmiş gibi davranıyoruz”. 16 yaşında olan Deborah Blau intihar teşebbüsünden sonra akıl hastanesine düşmesine neden olur.Deborah yahudi göçmen bir ailenin kızı varlıklı bir dedenin torunudur.şizofreni tanısı koyulan blau dünyadan kaçış olarak gördüğü bir savunma mekanizması olan yr krallığı adını verdiği bir hayal alemi vardır .zihninde yarattığı bu dünya onun koruyucusu ve güzellik kavramlarını taşırken zamanla korku ve acı kaynağına dönüşmüştür.kitabı okurken kurduğu dünya her ne kadar ona zarar versede hayal gücüne hayran kaldığımı söylemeden geçemeyeceğim .tanrılar ve tanrıların görevleri yaşadığı dramlardan yola çıkarak oluşturduğu bu dünyaya ait bir de dili var .örneğin imorh yani bizim dilimizde ölüm demek . çok etkileyeci demi. Deborah hastalığının bulaşıcı olduğunu ve herkesi zehirlediğini düşünmektedir. Ama Carla bunun öyle olmadığını ona o kadar güzel gösteriyor ki bazen hiç ummadığınız bir insan hayatınıza dokunabiliyor. Işte yaşam böyle birşey kimin sizi iyileştireceğinizi bilemezsiniz.özellikle yağmurda birlikte yürüdükleri kısımda heyecandan kalbim sanki ağzımdaydı.her an birşey olacakta bu büyü bozulacak gibi korka korka okumaya devam ettim. Mc. Pherson D koğusunun hasta bakıcısı farkında olmadan nasılda mutlu etmişti.sadece yeni gelen hasta bakıcıya yaptıklarından dolayı uyarı ve yapmaması gerektiğini söylediği bu konuşmayı yaptığı için deborahı mutlu ettiğini bilse ne düşünürdü. Sanırım ben olsam şaşkınlık ve sevinç arasında bir duygu varsa onu yaşardım., etkilendiğim ve bir o kadar kızdığım diğer kısım deborahın 5 yaşında üretrasındaki tümörden 2 kez ameliyat olmuş bunun kendisine ne kadar acı verdiğini şu sözlerle dile getirir: “ Hiçbiri benden özür dilemedi; biri bile. Ne öyle duygusuzca içime girdikleri için, ne bütün o sancıları çekmeme ve bundan utanç duymama neden oldukları için, ne de benimle alay edercesine bu kadar uzun bir süre ve bu kadar aptalca yalanlar söyledikleri için. Bu yaptıkları için onları bağışlamamı hiçbir zaman istemediler benden, ben de onları hiçbir zaman bağışlamadım.” burdan tüm sağlık çalışanlarına sesleniyorum hastalarınıza özellikle çocuk olanlara yalan söylemeyin. Aslında biz iylik yaptığımzı sanarken zarar verdiğimizin farkında değiliz. esther blau deborahın annesi jacobun eşi ve letonyalı büyükbabanın kızı .o kadar güçlü ve ve bir o kadar kızına düşkün ki ona yardım ederken verdiği hasarı göremiyor. Aslında bu durumu 49.sayfada dr. Fried çok güzel açıklamış. <Sevdiğiniz insanları korumak için hiçbir zaman dünyayı yeniden kuramayacağınızı anltamaya çalışıyorum.< O kadar güzel ki yeni dünyayı kurmak değil bu dünyayla savaşmayı öğrenmesi gerektğini çok güzel vurguluyor. yahudiliğinden dolayı sürekli dışlandığı ve yr krallığına daha çok sığınmasına vesile olan insanlar birazcık empati yapabilseydi vicdanlarının sesini eğer varsa duyabilirlerdi.Ah bu ADOLF HİTLER.yattığı yerde huzurlu mudur sorarım cevabını alamayacağımı bilsem bile .farkın da mıdır insanlara verdiği zararın.görünürde olanın hepimiz farkındayız ya görünmeyen taraf .Deborah bunun en güzel örneği.bir insan ırkından dolayı dışlanır mı ?ah bilmediğimiz daha kaç insan psikolojik tramvalar yaşadı . yahudilerin yaşadığı zulmü öğrenmek isterseniz piyanisti izleyin derim eğer yüreğiniz kaldırabilise.çünkü ben izlerken hep yüreğime saklandım ve bu acıyı gözyaşlarımla dinderebildim . dr fried kabul etmeseydi onca kişinin arasında Deborahı seçmesydi nasıl olurdu bu hikaye ölümle mi sonuçlanırdı bilemiyorum ama kitapta en sevdiğim karakterlerden biri oldu.her doktorun yaptığı hataya düşmemesi ve onu ötekileştirmemesi hatta onun hayal dünyasına birlikte geziye çıkmaları çok güzeldi.deboraha gerçek hayatı göstermesi dünya zevklerini tattırması ve hastasının gücüne inanması gerçek bir terapist seansları gibiydi.ve onu iyileştirmesi için sadece yardımcı olup hastasına dürüst davranması gerektiğini bilen doktor friedler iyiki varlar yada debin deyimiyle furiler ,faytaplar. Aslında değinmek istediğim birçok yer var etkiledniğim yanlış bulduğum üzüldüğüm kendimi sorguladığım ama çok uzun bir yazıda olsun istemiyorum Sonunda ne mi oldu iyileşip iyileşmediğini mi merak ediyorsunuz...o zamn ne duruyosunuz okumaya başlamanın tam zamanıdır belkide.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 199214,1bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.