Kitap ilk sayfalarda açıkçası beni çok içine almamıştı. Ama sonra....
Sanki kitaptaki karakterlerden biriydim ve her biriyle ayrı ayrı tartışıyordum.
Savaş hissine ait olmayan birinin makineleşme ve ruhu arasındaki seçim arasında geçiyor.
Bir insanın iradesi nasıl ortadan kalkar? Bir kağıt parçası insanı nasıl ele geçirir?
Kitapta çok beğendiğim bir alıntı vardı: "Esaretin içinde de bir özgürlük vardır nasılsa. İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içeride ya da dışarıda olmuş hiç fark etmez." Bir kağıt parçasıyla birlikte gelen mecburiyet...
Ve bu mecburiyete boyun eğince üzerindeki yükün kalkma hissi ve makineleşmeye geçişiyle duygu ve ruhun ortadan kalkışını hissediyorsunuz.
Herkesin kendince bir şeyler bulacağı bir kitap tavsiye ederim.