Gönderi

384 syf.
·
Not rated
18. yüzyıl Avrupası'nda geçen bu roman Kraliçeyi eğlendirmek ve diğer rakiplerine karşı üstünlük kurmak için yola çıkan danışmanının harika bir makine oluşturmasıyla başlar. SANTRAÇ MAKİNESİ. Makine akıllı bir varlık gibi düşünür ve karşısındaki rakibiyle santraç oynar ve henüz kimse onu yenememiştir. Başında sarığı, kolları kürklü kaftanı, çatık kaşları alıntıda sinirle bakan kahverengi gözleri, uçları sivriltilmiş gür bıyıkları altındaki alaycı gülüşüyle bu makinayı kontrol eden bir osmanlı paşası olarak yapmıştır. Peki ama günümüzde bile daha yeni yeni akıllı robotlar yapılırken. 1769 yılları arasında kendi başına düşünen haraket edip hatasız bir şekilde santranç oynayan bu makine nasıl mümkün olabilir ? Peki ya Osmanlı paşasıyla aynı odada olup daha sonra ihtihar eden Leydi? Makine lanetlimiydi. Onunla oynayıp yenmeye yaklaşan insanların ölmesi nasıl açıklanabilirdi ki ?İşte kitap burda heycan kazanmaya başlıyor. Bu Müslüman Osmanlı Paşası Makinenin mucidi Hristiyan Von Kempelen yardımcısı Yahudi Jakop ve birde Koyu dindar Tibor var işin bütün sırrı bu 3 birbirinden alakasız insanın toplanmasıdır. Tibor'un katlandığı haksızlıklar kitap boyunca beni sinir etti. Ama kitabın son sayfaları çok şükür bu olay değişti. Çok daha farklı bir son beklerken sevdiğim karakterlerden birinin ölümü beni üzdü açıkçası keşke o ölmeseydi dedim .Ama şu bir kesinki son sayfaya kadar sürüklenerek okudum. Tek sıkıntı arada bir olayların nerede bitip başladığını yada şuan nerede olduğunu kayıp ettim ve bulamadim . Bu aynı bi derede sürüklenirken arada koca taşlara çarpıp sonra tekrar akıntıya kapılmak hissi verdi bana . Onun dışında harika bir kitaptı Kitap hakkında fazla detay vermek istemedim çünkü gerçekten temin edilip okunması gereken bir eser .
Satranç Makinesi
Satranç MakinesiRobert Löhr · Güney Kitap · 202051 okunma
·
95 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.