Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Gönderi
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 49. kitap oldu.
"Tanrı'nın Gözündeki Zerre" isimli bu kitabın iki yazarı bulunmaktadır. Yazarlardan Larry Niven, fizik ve bilimsel kurgular üzerinden uzmanlaşmış bir yazardır. Diğer yazar Jerry Pournelle ise, havacılık ve uzay alanında uzmanlaşmış bir bilimkurgu yazarıdır. Bu yazarların birlikte ortaya koyacağı eserin pek tabii, uzayla, uzay gemileriyle, bilimsel icatlarla ve dolayısıyla uzaylılarla ilgili olması beklenendir. İşte beklendiği gibi, bu kitabın konusu da uzaylılarla kurulan ilk temastır.
Eser 3017 yılından başlamak üzere devamında gerçekleşen olayları anlatmaktadır. Zaman zaman geçmişte insanlığın yaşadığı tarihi olaylara da değiniliyor olsa da eserin yönü geçmişe doğru değil geleceğe doğru bakmaktadır. 3017 yılının önemi ise uzaylılarla kurulan ilk temasın yılı olmasıdır.
Bu noktada, 3017 yılındaki insanlığın ve düzenin, bilimsel gelişmeler ve toplumsal olaylar neticesinde şimdiki insanlık anlayışı ve düzeni ile büyük farklılıklar gösterdiğini belirtmem gerekir. Söz gelimi, uzayda rahatlıkla dolaşabilen, birçok bilimsel gelişme neticesinde uzay gemileri ile istedikleri gibi hareket edebilen bir toplumun şimdiki insanlık ile karıştırılmaması gerekir.
Aslında bir soruyu daha sormak gerekiyor: Uzayda bu kadar rahat seyahat edebilen ve uzaya hakim olan bir insan topluluğuna artık insan demektense, uzaylı demek daha doğru olmaz mı? Belki de yıllardır göklerde aradığımız uzaylı, gelecekteki insanlığın bizzat kendisi olacaktır, kim bilir...
Robert A. Heinlein bu eserle ilgili: “Çok önemli bir roman, muhtemelen yazılmış en iyi uzaylılarla ilk temas hikâyesi.” demiştir. Ben Heinlein'dan farklı olarak bu eserin en iyisi olamayacağını düşünüyorum. Çünkü kitaptaki sıkıcı diyaloglar, işlenen konunun gereksiz uzatılması ve bilimsel anlatımların fazlasıyla boğucu olması gibi sebepler onun gibi düşünmeme engel oldu. Hatta kitabı okurken birçok defa okuduğumu ama anlamadığımı fark ettim. Tabii bunda kitabın çevirisinin yavanlığının ve çevirideki anlam bozukluklarının etkisinin de büyük olduğunu düşünüyorum.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
··
675 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.