Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

555 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Belki biraz garip, bu hayatım boyunca okuduğum ikinci Jules Verne kitabıydı (İlki İskoçya Seyahati). Klasiklerin için herkesin okudum deyip kimsenin okumadığı kitaplar oldukları sıkça söylenir. Ya da Calvino’nun deyişiyle kimsenin okuyorum demeyip tekrar okuyorum dediği kitaplar okudukları. Dünya üzerinde bu cümlelerin en çok yakıştığı yazarlardan biridir herhalde Jules Verne. Verne’in, Arzın Merkezine Seyahat, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Seksen Günde Devri Alem gibi eserlerine gölge boyutunda, filmlerle, çizgi filmlerle, haklarındaki yazılarla çoğumuz yıllar boyunca maruz tutulsak, hatta bazılarımız ilkokul yıllarında kırpılmış özet metinleri afili çocuk kitapları olarak gözden geçirmiş olsak da ancak çok az kişi bu eserleri tam metin halinde okudum diyebilme ayrıcalığına sahip olmuştur. Hele belli bir yaştan sonra Jules Verne okumanın okuyucuya Tolstoy, Balzacvari bir karizma kazandırmadığının düşünülmesi de onun kitaplarının gerçek okunma oranlarını diğer bazı klasikleşmiş yazarlara göre düşük tutmuştur. Gelelim Buzların Sfenksi’ne. Dürüstçe söylüyorum; ben bu kitabı niye satın aldığımı, niye okumaya başladığımı hatırlamıyorum. Bir sebebi vardı, bu sadece hatırladığım! İnternette güvendiğim biri mi tavsiye etmişti, yoksa sadece buzlu ismine bakıp hoşuma mı gitmişti, emin değilim, ama evet, bir sebebi vardı! Kitap serüvenli bir kitap. Akıcı kitap meraklısı değilimdir ama kitap ünlü bir akıcılık vaadine sahipse elbet ondan bunu da beklerim. Buzların Sfenksi çok akıcı olmasa da okuyucuyu sürükleyebilen, bir sonraki sayfayı okuma merakını metin boyunca insanın içinde canlı tutan bir kitap. Tasvirler, yaratılan atmosfer iyi ve sarıcı. Okuma süreniz boyunca denizcilikle ilgili ufak tefek şeyler öğreniyor, coğrafya algınızı bir miktar geliştiriyor, genel anlamda bu tür konularla ilgili bir tür havaya giriyorsunuz. Kitabın büyük bölümünde çok büyük olaylar cereyan etmiyor, bazı psikolojik gerilimler yaşansa da kitap daha çok beklendiği gibi işin ilerlemeli macera kısmı üzerinde duruyor; fakat bu maceranın anlatılış biçimi acele, sakil ve çok da çocuksu değil. Yalnız, Jules Verne’in kitabının sonunu çok çok aceleye getirmiş olduğu sanırım onu okuyan pek çok insan için tartışılmaz bir gerçektir. Romanın belli kısımlarında bazı her bakımdan önemsiz ayrıntıların gereksiz biçimde uzatıldığını gördükten sonra çok daha büyük bir önem verilmesi gereken düğüm kısmındaki neredeyse aleladeliği kabullenmek zor. Tabii 19. Yy. romanları için bir yandan da, böyle şeyleri sevmiyor, en azından bu kısım uzatılmamış, bu da bir kardır diye düşünmüyor da değilim! Neyse, roman çocuksu yönü belli miktarda öne çıkan her romanda olduğu gibi tesadüflere fazla bağlıyor belini. Çok abartılı olduğunu söyleyemeyeceğim ama yer yer dozu aşacak biçimde varlar. Tesadüflerin ötesinde, romanın sonunda kahramanların biriyle ilgili Kürk Mantolu Madonna’nın sonundaki ısınamadığım ajitasyondan da öte öyle bir sahne var ki “Güldürdün beni Jules Verne amca” demekten kendimi alamadım. “Bir de bana Namık Kemal’in, geçen yüzyılın roman sanatında başlı başına mümtaz bir örnek olan şehirli Türk romanlarını hatırlattın.” Kitapla ilgili bahsetmek istediğim iki şey daha var. Birincisi; Jules Verne’in yazım sırasında yaptığı, dipnotlarda belirtilen maddi hatalar. Tarihlerin, isimlerin, enlemlerin, boylamların karıştırılması, hafızadaki sürçmeler. Bu hataların Jules Verne’in yazarlığından azaltmak yerine bana sempatik geldiğini söylemeliyim. Yazarın, anlatıcının insan olduğunu hatırlatan bu tür şeyler bana açıkçası postmodern tatlı bir mutluluk veriyor. İkincisi; Alfa Yayınlarını kutlamak istiyorum. Fransızca orijinaline benzeyen özenli bir kapakla, albenisi olan bir Jules Verne kitabı yapmışlar. Hazırladıkları bütün bir “Olağanüstü Yolculuklar” serisi hoş. Yalnız, kitap boyunca 4-5 sayfa ilerisine spoiler veren resim ve resim altı yazıların kullanılmış olması, bilmiyorum orijinal kitaplarda böyle bir şey var mıdır, bana riskli bir şey gibi geldi. Romanın sonlarına kadar rahatsız etmeyen, hatta belli bir sürükleyicilik etkisi de yaratan bu durum, olur da onlara bakmak adına alışkanlık kazanır ya da gözlerinizi kaçıramazsınız, sonlarda heyecan duygusuna epeyce bir sekte vuruyor.
Buzlar Sfenksi
Buzlar SfenksiJules Verne · Alfa Yayıncılık · 2014262 okunma
··
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.