Kitabın hiç okunmamasına üzüldüm ama ilk okuyan ve ilk yorum yazan olduğuma da sevindim.Bilmem hatırlayanlarınız var mı? Seneler önce' Kafa Dengi' diye bir program vardı.Sağduyusuz prograramlardan yakındığımız ama bugün mumla arar olduğumuz zamanlarda...Her hafta 4 moderatörle gerçekleşen programda alanında başarılı sanatçı,yazar,şairlerle söyleşi yapılır ,sonunda da herkesin seçtiği bir kitap önerisi bölümü olurdu.Bu program gerek söyleşileriyle gerek kitap önerileriyle hayatımda onlarca pencereye açılan kocaman bir kapı oldu benim için.Önerilen ve bahsi geçen tüm kitapları alırdım.(Geçen baktım ne yazık ki tüm kayıtları silinmiş).İşte o programlardan birinde Sırrı Süreyya Önder önermişti bu kitabı.Kitabın İletişim Yayınlarından çıkması da öneren kişi kadar referans oldu benim için.Kitabın bir tez olması acaba(?) dedirtse de başta iyi ki okumuşum. Deminde söylediğim gibi kitap Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun olan Aylin Tekiner'in yüksek lisans bitirme tezi.Alt başlıkları Kült, Estetik, Siyaset olan eserin, kapak tasarımını Ümit Kıvanç ,editörlüğünü Tanıl Bora yapmış.Genelde heykellerin tarihsel süreçte varlığını ve halklar üzerindeki etkilerini incerken, özelde Atatürk heykellerini ele alıyor yazar.Heykellerin ağırlıklarından,şekilsel özelliklerine,sanatçısından kullanılan madenlere kadar tüm özellikleri var. Ama kitabı farklı kılan bunlar değil.Aylin Tekiner, titiz çalışmasında, öncelikle Atatürk heykelleri üzeninden rejiminin politik bir tahlilini yapıyor. Başka deyişle, Atatürk heykelleri üzerinden bir siyasi tarih okuması gerçekleştiriyor:Bu okumayı yaparken dünya üzerindeki belli başlı heykellerle ve onların yapılış amaçlarıyla ilgili cürretkar mukayeselerden de çekinmiyor. Bu heykeller topluma nasıl mesajlar vermek üzere tasarlandı? Mesajlar, Cumhuriyet tarihi boyunca ne ölçüde devamlılık gösterdi, dönemlere göre nasıl farklılaştı? Erken Cumhuriyet döneminde oluşturulan kişi ve devlet kültüyle dönemin totaliter rejimlerinin estetik politikaları arasında ne gibi benzerlikler görülebilir? Özellikle 12 Eylül 1980 askerî darbesi sonrasındaki Atatürk heykeli yaptırma kampanyaları nasıl bir toplum tasarımının ifadesiydi? gibi pek çok sorunun cevabını bu heykellerden yola çıkarak inceliyor. Kitaptaki diğer analiz düzlemini ise, Türkiye’deki Atatürk heykelleri envanterinin estetik açıdan ve görsel mesajlar açısından yorumlanması oluşturuyor. Sadece belli başlı “anıtsal” örnekler değil, pek bilinmeyen, kenarda köşede kalmış heykeller de bu gözle inceleniyor. Ayrıca, defalarca yeniden üretilen kalıp-modeller olgusuna ve bunun gitgide büyüyen “piyasasına” dikkat çekiliyor. Kentsel peyzajın bir sabitine dönüşen ve heykel algısını bir kalıba sokan Atatürk heykelleri hakkında, geniş perspektiften, analitik bir inceleme olan bu kitabı okurken birçok şey öğreniyor,defalarca farketmeden önünden geçtiğiniz heykellerin 'demek istediklerine' hayret ediyorsunuz.Kesinlikle sıkılmadan okuyacaksınız,

Atatürk HeykelleriÜ. Aylin Tekiner · İletişim Yayınları · 20149 okunma

45 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hümeyra Esma Yalçınkaya