Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Fetiş nesnesi olarak kitaplar, Kitapçı Giacomo ve Schadenfreude
Yaz gelince ortaya çıkan sinekler gibi, yalnızca nadir kitapların satıldığı mezat günlerinde sokakta beliren, hilkat garibesi kitapçı Giacomo. Canetti'nin Körleşmesi'ndeki Bay Kien gibi, gönlünde sadece kitap sevgisine yeri olan bir adam. Ya da saplantısına mı demeliydim? Çünkü daha çok kitabı personasıyla değil de, gölge yönüyle, saplantılı bir şekilde seven birisi. Kitaplar onun için bir fetiş nesnesi çünkü Neredeyse bir ümmî, yani okuma yazması çok kıt. Ama bu onun için sorun değil. Kitapların burnuyla içine çektiği kurumuş mürekkebi ve tozu, onun için enfiye işlevi görüyor çünkü. Biçimini sevdiği kitabın, içeriğiyle pek ilgilenmiyor. Faust'un akrabası gibiydi tıpkı; O tüm ilimleri öğrenmiş olmak şartıyla ruhunu şeytana satmıştı, Giacomo ise kitaplara. Kitap sahiplenme konusunda en büyük rakibi, bir başka kitapçı olan Baptisto'nun evi yandığında, Giacomo'nun yüreğinde azılı bir kahkaha serbest kalır. Schadenfreude'yi anımsatır gibidir bu kahkaha: "Başkasının başına gelen talihsizlikten duyulan mutluluk"u adlandırmak için Almanca bir duygudur bu. Schadenfreude'nin de kendi içinden türleri vardır ki bunlardan bir de hakkaniyetin arandığı, adaletin tekrar sağlanmasından ve yeniden kazanılan itibardan duyulan keyfe işaret eden versiyonudur. Yangının hıçkırıklarıyla pencereden sokağa saçılan kül olmuş sayfalar, Giacomo'nun yanağına bir öpücük gibi geldiğine emin olabiliriz. Kitapları fetiş nesnesi haline getirecek kadar saplantılı bir adamın, söz konusu kitap olunca işi nerelere kadar vardırabileceğini gösteren kısa, hoş ve aynı zamanda tekinsiz bir eser. Flaubert'in 14 yaşında iken, yaşanmış bir olaydan esinlenerek yazdığı bu kitap, tavsiyemdir efendim.
Bibliyomani
BibliyomaniGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 2017724 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.