Gönderi

72 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 hours
Edebiyat konusu yok!Çıldırmak üzereyim 1000K!
Spoiler içerir! Hem de çok içerir! Ben baştan uyarayım dedim.Hatta 2 kitaba ait spoiler içerir. Yeni bir inceleme daha.Kitabın adı Kızıl, kızıl hastalığından dolayı adı böyle.Zaten şöyle mükemmel bir kapağı var. Sırf kapağından dolayı okumuştum bunu, çünkü çok ilginç görünüyordu. hizliresim.com/T7Vw0o Böyle başladım kitaba. En fazla 1 saat 45 dakika sürmüştür okumam. Kısa ama yoğun, etkisi büyük bir kitaptı. 67 sayfaydı zaten. Konu Viyana’ya tıp okumak için giden bir gencin hayatını anlatıyor gibi.Ama bence kendi ruhunu bulamamış, küçüklükten kalma travmalar yaşamış ve bu yüzden sosyal ilişkileri gelişmemiş bir genç Berger.Okursanız ya da okuduysanız fark edersiniz. Lisede de ortaokulda da hep böyle olduğundan yakınmaktadır.Sürekli arkadaşı Schramek gibi olmak istemiştir.Hatta o yolda dayak bile yemeyi göze alarak düello yapmak için birilerine sataşmış, fakat arkadaşı ona bir şey olmasın diye düelloyu iptal ettirmiştir.Kendini bir erkek olarak görmediklerini, çocuk gibi olduğunu düşünen Berger arkadaşına içerlemiştir.İşte sürekli bir kendini kanıtlama isteği.Bu konularda kendini eksik gören Berger bu sefer mesleğine yönelmiştir, ama Schramek’in kız arkadaşıyla tanıştığında okulu da bırakmıştır.Ve işte karakterimiz yoğun bir yalnızlık çeker.Ve arkadaşına da öfkelidir.Onu hem sever ama içten içe kıskanır,onun gibi olmak ister.Bunun yanında yoksuldur da Berger,bu da onun elini kolunu bağlar.Çılgınca,delice bir samimiyet arayışındadır, onu bu yalnızlıktan çekip çıkaracak bir kişinin hasretini çeker. Kız kardeşini düşünür, onun gibi şefkatli biri.Bunalım noktasına gelmiştir artık…Bir ara kız kardeşine mektup yazar, yalnızlığını anlatan.Onları özlediğini söyler.Ama mektubu yırtar ve atar sonra.Bence o mektubu göndermeliydi.Onlar üzülür diye göndermedi.Belki gönderseydi bir şeyler değişirdi…Bir umut…Ama bir gün eve geç geldiğinde kapıyı komşusu açar.Perişan haldedir,kızı kızıl hastalığına yakalanmıştır.Berger daha kızı bile bilmiyordur.Bir an neden komşusuyla tanışmadığına pişman olur ve kendine kızar.Bu yüzden kadının uyumasını ister ve kendisi kızın başında nöbet tutar.Ve işte o zaman silkinip kendine gelmiştir Berger bence.Amacını hatırlar.Hepimiz bazen böyle oluruz, bunalımda.Kasvetli günlerden bıkıp usanmışızdır.Birini ararız bizi silkeleyecek, bu durumdan çekip çıkaracak.Size kendinizi hatırlatacak.İşte Berger o kişiyi bulur.Aradığı samimiyeti, şefkati.Kendisini bu bunalımdan, yalnızlıktan kurtaracak kişi 13 yaşındaki bir kızdır.Ve o zaman kitaplarını, okulunu hatırlar.Büyük bir şevkle kitaplarına koşar.Tekrar okula devam etmeye karar verir.Kız iyileşene kadar başında bekler.Dizelerden birinde”13 yaşındaki bir kıza aşık olmuşsam ne ki yani” bir şeyler geçiyordu ama okursanız bunun aşk olmadığını anlarsınız. Sadece Berger’in kişiliğinin tamamlanma aşamalarından biriydi bu kız bence.Ve Berger’in istediği şefkat, samimiyet bence aşkta değildi.İşte kız iyileşince Berger ilk günden beri hiçbir şey yazmadığı günlüğünü açar. Ve yazar: "Incipit vita nuova. " "Yeni bir yaşam başladı. " Ama o yaşam başlamadan bitecektir. Eline mürekkep bulaşmış sanar.Silmeye çalışır ama geçmez.Daha sonra bir çok yerinde bu noktaları görür ve kırmızı olduklarını anlar.Ve burada benim kitabı yere çarpasım geldi.İçimden lanet olsun! Dedim.Yazar yine yapmıştı yapacağını.Berger’in sevinci kursağında kalır.Aynı zamanda benimde gırtlağıma bir şey oturmuştur sanki.Berger’e kızıl hastalığı bulaşmıştır.İşte kaderin sillesi ,feleğin tokatı dedikleri bu olsa gerek.Berger’in aklına doktorun söyledikleri gelir: “Bu hastalığı çocuklar yeniyor ama büyükler ölüyor.” Aklıma Martin Eden kitabındaki şu dizeler geldi: En ağır silleleri vursa da kader, Ezilir belki ama eğilmez başım. Martin Eden’ı bitirdiğimde ben şöyle demiştim.Dediğin gibi Bay Eden, en ağır silleleri yediniz ama dayanamadınız.Eğilmediniz ama yıkıldınız… İşte bu kitapta da önce mutluluğu verip ardından ölüm döşeğine atmıştır felek Berger’i.Berger’in aklından onlarca düşünce geçer.Ve alıntıda geçtiği gibi: "Yaşam ona eşit davranır ve onu sakınmazdı." Sakınmadı da…Tam mutlulukla dolduğu anda ölüm döşeğine düşmüştü, ve bu hayata lanet okuyarak ölmüştür muhtemelen. Ve komşusunu çağırdı.Ateşi çıkıyor ve başı dönüyordu.Kendisini yatırıp doktor çağırmalarını istedi.Bu dizeleri okurken daha yeni vefat eden babamın dayısı geldi aklıma.Kendisiyle küstük ama yine de baya üzüldük.Kendisi ambulansı aramış.Çok kötü bir duygu olmalı.Öleceğini hissedip ambulansı aramak… İşte Berger’de yatıyordu.Tamamen ezilmişti başı.Ve hala dostsuz öldüğününden yakınıyordu. Ve son 2 sayfada odaya gelen Schramek ve sevgilisi birbirini kovalıyorlardı sevişmek için.Bu nasıl arkadaşsa artık…Son anlarında kardeşi gözünün önüne geldi.Bir hiç gibi gitmişti Berger… Ve şu dizelerle kapatıyorum: Artık veda zamanına pek fazla kalmadı; Yorgun ve kimsesiz ölümün bahçesindeyim... Hüseyin Nihal Atsız-Yolların Sonu(sayfa 87)
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229.4k okunma
··
198 views
DostaViski okurunun profil resmi
Çok uzun yazı. :) Başlık için paylaşayım okurum. :)🍭
Laín Coubert okurunun profil resmi
Teşekkür ederim:))
Hurşide Yıldız okurunun profil resmi
Bencede Berger in aradığı aşk değil kendini hayata bağlayacak bir sebepti ve 13 yaşındaki bu kız ona hayat verdi ama gel gör ki hayat ona en ağır tokadı indirdi.Yeni bir yaşam başlamadan bitti. Güzel inceleme :)
Laín Coubert okurunun profil resmi
Teşekkür ederim:)Size katılıyorum. Hepsi hayat yüzünden. Çocuğun içini yaşamla doldurdu. Sonrada ortada çocuk bırakmadı.
4 next answer
Börü okurunun profil resmi
Tebrikler. İyi bir inceleme olmuş. İlgimi çekti listeye aldım.
Laín Coubert okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim yorumunuz için:)
Bu yorum görüntülenemiyor
nymphadora okurunun profil resmi
Web sitenin yeni sürümünden girerseniz, orada edebiyat konusunu bulabilirsiniz. #93686477
Laín Coubert okurunun profil resmi
Biliyorum şuan:) Ama incelemeyi yaptığım zaman bilmiyordum. Yine de teşekkürler.
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.