Gönderi

49 syf.
6/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Üç beş sayfalık da olsa Tolstoy'u marksist kalemden okuyunca, hafızam beni on iki yıl öncesinin bir anısına götürdü. Edebiyat dersindeyiz. Sovyet döneminden çıkmışız ve henüz yeni edebiyat nümuneleri piyasaya çıkmamıştır. Marksist/materyalist/ateist sansürün sunduğu edebiyattan yılmış ola ki, bir arkadaşımız derste: Hocam, artık bıktık şu demir teneke edebiyatından, "zavod", harman, tarla, işçi, pamuk, tahıl, çiçek-böcek edebiyatından... Hiç unuturmuyum, ne güzel yakınmaydı! Marksistlere izin verirsen sana sunacağı edebiyat işte bu kadar. Ve artı olarakta epey dozda fakir edebiyatı. İnsanın ahlaki yükselişi de neymiş, köylüyü serfler eziyor sömürüyordu, şimdi izin verinde bunu devlet gücüne kolektif olarak yapalım. Tolstoy sen buna engelsin. Yıkıl karşımızdan. Çok derin felsefen, çok etkileyici fikirlerin var, bazen mecbur oluyoruz seni övmeye, fakat seni hiç hazetmiyoruz. Kitabı genel itibariyle beğendim, yazar elinden geldiğince objektif olmaya çalışmış. Genel mantığı yukarıda bahsettiğim gibidir. Tolstoy'u zirvelere çıkararak övmüş, bir taraftan da marksist kafada olmadığı için eleştirmiştir. Marksist zihniyette olması da gerekmiyor, din, ahlak, dünyalıktan el çekip manevi yolculuk konularını çok eşelemeseydi kafidir. Nedir o "Diriliş"i yazmış! Yakıp kül edilesi eser! Nihilizm belasından kurtulmanın yollarından biri de çalışmak, alın teri dökmek ve yorulmaktır. Ancak, itiraf edelim ki, inanmasak, inkar etsek bile insanın manevi boyutu (kalbi, ruhu) apaçık hissedilmektedir. Çalış, çalış; kazan; üret, tüket; hep aynı döngü. İnsanı tatmin etmiyor. İnsanda bunlarla yani maddiyatla doyuma ulaşmayan "bir şeyler" olmalı. Edebiyatta bir edip bunu farkederse, dile getirirse, manevi tatmin arayışına yönelirse, Hz. İsa'nın öğretilerine mütacaat etse, tanrı dese, sevgi dese... olmaz mı, olamaz mı? Sorun nedir!? Birileri gerçekten bundan rahatsız mı!? Edebiyatın üst limiti dindir fakat edebiyata din sızdırmak onun estetiğine asla zarar vermez. Aksine edebiyat daha da zenginleşir. Mesela, Çehov "rica ediyordu", ne olur boş boş felsefe yapmayın, bilimi takip edin onun verilerini edebiyata yansıtın diye. Beleşe, havadan sudan edebiyat olur mu?! Bilimi, dini, felsefeyi, mitolojiyi, mistisizmi, tasavvufu ve b. kullanacaksın tabii. Tolstoy edebiyat çizgilerini aştı. Bu doğru ama ona yöneltilen eleştiriler yanlış, adama 'idealist', 'vaazci', "peygamber" demek olsa olsa cahillik ya da propaganda. Beşeri olanın üst limiti ilahi olandır. Bilimde en üst seviyeye ulaşırsan seni din karşılar, felsefede de aynı, edebiyatta da yine aynı şekilde dinle karşılaşırsın. Bilimde Hawking, felsefede bilmiyorum kim, edebiyatta da üst limit Tolstoy'dur. Bilim dünyası ne yaparsa yapsın Hawking dehasını aşamaz, sadece onu detaylandırır ve onaylar. Edebiyat dünyasında da Tolstoy'u aşmak imkansızdır. Sabahtan akşama kadar Dostoyevski'yi zikret dur, hakikat değişmez. Ya da bir başkasını. Kitap toplam elli sayfa, bu kadar konuşmaya da lüzum yoktu, biraz ihtiyarı savunmak istedim. Haklı olmanın verdiği zevk gibi, haksız çıkmanın da zevkini yaşamak dileğiyile.
Tolstoy'un Yolu
Tolstoy'un YoluRosa Luxemburg · YGS Yayınları (Yazı-Görüntü-Ses) · 20049 okunma
··
223 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.