Gönderi

650 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese selam. Aylar önce okumuş olduğum bir kitap biliyorum ama çektiğim fotoğrafı harcamaya gönlüm el vermediği için yazıyorum mecburen. Sanırım bu gecikme ikinci kitaba geldiği için şanslıyım çünkü zaten anlatacak çok fazla şey yok kitaba dair. Sis ve Öfke Sarayı sanırım tam bir geçiş kitabıydı diyebilirim. İlk kitapta genel itibari ile o kitaba dair merak ettiğimiz şeyleri öğreniyorduk ama kitabın dayandığı genel kurgu ile ilgili çoğu detayı öğrenemiyorduk. Yani şu periler ile insanlar arasındaki olaylar, hep adı geçen ama asla tanışamadığımız Hybern kralı ve diğer Yüce Lordlar vesaire. Hepsinde bu kitap ile tanışma imkanı buluyoruz ve olayları daha iyi anlıyoruz. Ve tabii seriye kitabı daha güzel ve eğlenceli kılan bir sürü karakter de dahil oluyor. Açıkçası ilk kitapta bu kadar az karakter varken birden yelpazenin bu kadar genişlemesini hiç beklememiştim ama bundan pek de rahatsız olduğumu söyleyemeyeceğim. İnsanların sürekli bahsettiği şu Azriel ve Cassian'la tanıştığım için kendimi çok mutlu ve rahatlamış hissediyorum. Rhysand'ın arkadaş ortamını okumak gerçekten çok eğlenceliydi. Ben sanırım şu anda diğer insanlar kadar bağlanabilmiş değilim pek onlara ama yine de okurken aşırı eğlendim ve hepsini de sevdim. Ama birkaç gün önce her ne kadar onları daha şiplemiyor olsam bile Elain ve Azriel'in bir fanartını gördüm ve ondan sonra sanırım Azriel'i daha çok seviyorumdjdklf Bir de meraklıyım, Elain ile kimi şipleyeceğim? Azriel mi Lucien mi?? Üçüncü kitabı en çok bu sorunun cevabını bulmak için okumak istemem umarım çok utanç verici değildir... Kitaba dair sevdiğim birkaç noktadan bahsedip gitmek istiyorum. Bu kitabı anlatacak olsam genel olarak Feyre'nin içindeki gücü bulması derdim. Onu çok fazla sevmezken serinin en sevdiğim karakteri yapan da bu oldu sanırım ki baş karakterleri asla sevemediğim düşünülürse bu büyük bir şey benim için. Feyre'nin Tamlin'le kötüye giden ilişkisini okumak gerçekten çok üzücüydü. Feyre'nin Bahar Sarayı'nda gün geçtikçe çökmesi ve gücünü daha keşfedemen yitirdiğini hissetmeye başlaması. Onun o hallerini okurken kendimi hep çok üzülürken buldum. Yani Tamlin'i de anlıyordum, onu korumak isteyişini ama kelebeği avuçlarınızın arasında çok tutarsanız da sonuçları pek iyi olmaz... En sonunda Tamlin ile Feyre'ye de bu oldu. Feyre'nin yüzlerce sayfa süren toparlanma aşamasında Rhysand'ın onun yanında olması ve o istemediği sürece onu hiçbir şeye zorlamaması ve Rhysand gönlü pek razı olmadığında bile bunun onun hayatı olduğunu bilip Feyre'nin kararlarına karışmaması, ona arkadaşlık etmesi ve içindeki gücü açığa çıkarmak için Feyre'yi yavaş yavaş sınaması gerçekten çok tatlı ve güzeldi. Onların kısımlarını ev atışmalarını okurken içim hem yumuş yumuş oldu hem de çoğu zaman sesli bir şekilde güldüm. Rhysand gerçekten çok tatlı ve güzel bir karakter ve Feyre ile de çok yakışıyorlar. Normal bir çift olsa Feyre ve Tamlin'den asla vazgeçmezdim ve daha tatlı olsalar bile Feyre ve Rhys'i şiplemezdim ama onları gönül rahatlığı ile şipliyor olmamın tek nedeni de şu: Birini çok sevebilirsiniz, delicesine aşık olabilirsiniz ama sonra bu bir gün yeterli gelmezse ya da size zarar vermeye başlarsa ve artık o kişiyi sevmezseniz, bir başkasını da sevebilirsiniz. Bu sizi kötü biri yapmaz. Sanırım içten içe Sarah'ın vermek istediği mesajın bu olduğunu düşündüm. Ya da öyle olmasa bile ben öyle düşündüm ve bence doğruydu da. Bir diğer çok sevdiğim ve Feyre'den sonra favori karakterim de VARIAN. Kendisi sadece dört sayfa falan vardı ama bu ona aşık olmama engel mi? Tabiki de hayır. Açıkçası onu neden bu kadar sevdiğimi bilmiyorum ama bilsem aşık olmazdım... Birden vuruluverdim. Amren ile insanın asabını bozan ama çok tatlı olan ilişkilerini okumak, bir şeyler öğrenebilmek için Feyre'ye yalvardım ama gitti herkese çöpçetanlık yaptı, bir Amren ve Varian'a yapmadı! Alacağın olsun Feyre, ben favorim dedim bağrıma bastım, sen... Sanırım dördüncü kitapta daha çok varlarmış, bir an önce üçü okuyup Varian'ıma kavuşmak istiyorum. Genel olarak kitabı sevmeme rağmen dört vermemin nedeni de tamamen benim beklentimle alakalı. İlk kitaptaki heyecandan sonra ben daha çok savaşlı, hareketli bir kitap beklemiştim ama genel olarak eklenen karakterleri ve bilgileri falan okuduk. Bu kitabı çoğu kişinin sevmesinin nedeni de sanırım karakterler ama ben öyle çok bağlanamadığım için dört verdim. Daha az da verebilirdim deee, Varian'ım da kitabın içinde. Ona kıyamadım yine. Ama son 100 ya da 50 sayfa tam hatırlamıyorum yine azımsanmayacak derecede heyecanlıydı. Özellikle son ellide baya manyak şeyler yaşandıdjdkfj Yani spoiler vermek istemem ama Cassian'ın partneri olacak kişi ile partner olabilmesi için zaten böyle bir şey yaşanması gerekiyordu. Sarah da çok güzel aradan çıkartmış, hayran oldumdkdjks Hybern Kralı'nın sarayında yaşanan şeyler heyecan beklentimi biraz gidermişte oldu yani. Hiç heyecan yokta değildi. Üçüncü kitap için ÇOK heyecanlıyım. Öyle işte, söyleyeceklerim bu kadardı. Şiplerimin neler olacağını keşfedebileceğim için üçüncü kitabı okumayı dört gözle bekliyorum. Tabii bir de epik savaşın yaşanacağı kitap olduğu için. En kısa zamanda okumaya çalışacağım. Umarım orada karakterleri ben de daha çoook severim!! Dipnot: Birine yalvarıyorum Sarah'a söyleyin soft sahneleri hemen şeye çevirmesin... Madem hemen çevirecek 47374839 sayfa bekletip sonra tüm duygularımızı yıkmasın... Ben sayfalarca Rhys Feyre kiss bekleyeyim, her öpüşecekler dediğimde hüsrana uğrayayım öpüştükleri anda öyle bir şey olsun... Onun güzel ve romantik olması gerekiyordu... NEYSE... biz hayal kırıklıklarına bağışığız neyseki.
Sis ve Öfke Sarayı
Sis ve Öfke SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20203,045 okunma
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.