Gönderi

214 syf.
9/10 puan verdi
1932 yılında yayımlanmasının ardından Reşat Nuri Güntekin tarafından Yakup Kadri'nin büyük haileci (tragedya yazarı) olarak tanımlanmasını sağlayan eser; Yaban. Birçoğumuz II. Dünya Savaşı'nda Hitler'in zulmüne uğrayan kişilerin neler yaşadığını izledik, okuduk. Fakat ya I. Dünya Savaşı sırasında ülkemizde herhangi bir köyde yaşananları ne kadar biliyoruz? Bu kitap işte tam da size bu soruyu düşündürüyor. Büyüklerimiz sadece Yunana, Fransıza karşı mı savaştı? Hayır. Bunu eserde her sayfada hissedebiliyorsunuz. Eser, I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi'nde bir kolunu kaybeden 30'lu yaşlarında Ahmet Celal adında bir subayın, emir eri Mehmet Ali'nin Haymana taraflarında adı bilinmeyen köyüne yerleşmesiyle başlıyor. Yerleşiyor fakat köylüler bu durumu nasıl karşılıyor? Aydın olarak tanımlanabilecek bir askerin bu köye yerleşmesi onu herkesin gözünde bir "Yaban"a dönüştürüyor. Eser, öyle bir gerçekliğe ışık tutuyor ki diğer eserlerde tasvir edilen köy hayatıyla çarpışıyor. Bu köyde yoksulluk, cahillik, pislik karşılıyor Ahmet Cemal'i. Öyle ki Porsuk Çayı bile pis. Herkes geçim derdinde, düşmana bel bağlanmış. Çünkü yıllarca devlet oraya el uzatmamış, vergi zamanı hiç aksamamış  ancak bu vergilere karşılık bir hizmet ne yazık ki yok. Yazıldığı dönemde köylüyü küçük gördüğü, hain gösterdiği gerekçesiyle çok tepki almış bir kitap. Oysa ki aksine köylünün bu derece uyuşmasının tek sebebinin Aydın kesim olduğunu vurgulamakta. Türk aydınının halkın gelişimi için bir şey yapmadığını, "yıllarca kanlarını emip, posa gibi katı toprağa atıldıklarını" söyler korkusuzca. Velhasıl çorak ve yaban Ahmet Celal'iyle, emir eri Mehmet Ali'siyle, köylü kızı Emine'siyle, Bekir Çavusuyla, Zeynep ve Emeti Kadınıyla, Şeyh Yusuf'uyla, Salih Ağasıyla Milli Mücadele dönemi köy yaşamına ışık tutan bir eser. Okuyun, okutun.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144.8k okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.