Gönderi
Konusu: Ash Rashid Indianapolis Şehri Polis teşkilatında görevli kıdemli bir dedektif. Bir gün şehrin mafya babası konumundaki bir isim ona gelip henüz rapor edilmemiş bir cinayetten bahsediyor ve bunu araştırmasını istiyor. İddia edilen cinayete kurban giden kişi ise Ash'in kızının en yakın arkadaşının annesi. Ash, başta bunun gerçekten doğru olup olmadığını teyit etmek için harekete geçerken kendini daha karmaşık bir davanın ve politik oyunların ortasında buluyor.
Ben sıkı bir polisiye okuyucusu değilim. Hatta okuduğum polisiye türü kitap parmakla sayılır. Diğer yandan çok sıkı bir polisiye (hukuk, suçla mücadele vs.) izleyicisiyim. Hep öyleydim. Bu yıl okumalarımda da polisiyeye ağırlık vermek istediğimden arkadaşımın hediyesi Ölümün Gizli Yüzü ile yıla başladım.
Çoğunlukla polisiyelerde dedektifleri diğerlerinden ayrıştıran abartılı özellikler olabiliyor. Ash ise aslında pek çok yönden oldukça ortalama (ne en hızlı en güçlü polis, ne de bir desteyi görüp miktarı tahmin edip kilitleri iki hareketiyle açabiliyor) ama yaptığı işe inanan, kararlı biri. Gerçekten bir dedektifin ilerleyeceği süreçlerden geçtiğini düşünüyorum. Aşırı zeki ipuçları bulmalar, beyin yakan olaylar türünde bir kitap değil. Bir yandan da çok akıcı bir yazımı var, neler olacağını merak ederek okudum. Bu kitapta olan olayların devam kitaplarında kartopu misali yuvarlanıp daha büyük sorunlara sebep olacak gibi ve ben de bunu umuyorum.
Ayrıca Ash'in ve ailesinin müslüman olmasına gelirsek... Chris Culver üniversitede Etik ve Karşılaştırmalı Din dersi vermiş bir hoca olsa da zaman zaman kitap bana çok İslam 101 seviyesinde geldi. Fakat sonuçta kitabın esas okuyucu kitlesi müslümanlar olmadığı için böyle olması normaldir.
Olumsuz bir hava var mıydı? Genel olarak hayır. Karısı Hannah başörtülü ve herhangi birinin baskısıyla değil. Okumuş, eğitimli bir hemşire. Namaz kılıyorlar. Yediklerine dikkat ediyorlar. Bu kadar. Ash ve ailesi sıradan bir Amerikan ailesi olarak toplumun bir parçası. Bunlardan böyle bahsetmek gülünç fakat ne yazık ki fazla temsili müslüman karakteri görmediğimiz, var olanların da hep kendileriyle bir çatışma veya bir tür baskı altında gösterildikleri düşünülürse önemli noktalar. Tuhaf gelen çok ufak detaylar vardı. Mesela Ash sabah namazına kalkamadığı için kendine sinirlenirken bir başka gün misafirleri var diye ailecek ikindi namazı kılmadılar. Yine Ash geyik eti yiyip yiyemeyeceğini bilmiyordu. Bana komik geldi. Tabii dediğim gibi bunlar çok ince ince ayrıntılar. Ayrıca Ash'in -bir polisiye klişesi olarak- alkol sorunu var. Fakat bu sorun müslüman olmasıyla bağdaştırılmamış. Ben yazarın iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum.
Kitap serinin 2. kitabı. İlk kitabı Manastır'ı da kesinlikle temin edeceğim. Yayınevi kaç yıldır 2. kitaptan sonrasını çevirmese de ilk iki kitap yeni siyah kapaklarla basıldığı için serinin devamının geleceğine inanıyorum.
95 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.