Gönderi

216 syf.
9/10 puan verdi
''Hak geldi, batıl yok oldu, zaten batıl yok olmaya mahkumdur.'' Nereden başlayıp övsem, nereden başlayıp yersem diye ikileme düşüren kitap. Yüksek puanı hak etmesinin sebebi, içten bir roman olması. Roman olarak gerçekten muazzam bir kitap. Tarihi gerçekliklere gelince çok yanlı olduğunu düşünmüyorum. Çoğu yorumda ''Şiiliğini konuşturmuş'' gibi gereksiz laflar gördüm. Yanlı falan değil, gayet açık ve net. Sonunda söylediği şeylerin kaynaklarını yazmış zaten. Şii olduğu için reddedilen sapıklıkla, dinsizlikle suçlanan Ali Şeriati'nin bu kitabı, ayetler ve Peygamber sevgisiyle dolu. Öyle ki Peygamber'in Gıfarlılarla karşılaşma sahnesinde gözlerim dolu dolu oldu. Şeriati, sosyolog olmasından dolayı olsa gerek, ''eşitlik-adalet-kardeşlik'' kavramlarıyla fazla haşır neşir. (Yoksa, Fransız İhtilali?) Proudhon'la Ebuzer'i benzetmiş. Normal geldi bana zira ikisi de mülkiyet hırsızlıktır görüşünde. Ebuzer'in derdi kimsenin malı mülkü değildir elbette, o İslam halkı aç gezerken saraylar yaptıranlara karşıdır. Aklından şüphe ettikleri ise, o saraylara sesi çıkmayanlardır. ''Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.'' Ebuzer baştan sona isyandır. O çölde aç ölürken, bu isyan meyvelerini çoktan vermiştir. Yerilecek noktaya gelirsek; Safevi'ye karşı acımasız hatta bence kavmiyetçi bir tavrı var Şeriati'nin, bu hoşuma gitmiyor. Ali Şia'sı ve Safevi Şia'sını anlatan kitabını da okuduktan sonra bu konuda net bir fikir yürütebilirim. Ancak İran'da yaşayıp, İran mezhebini değil de Safevi'yi eleştirmek biraz şov gibi Ali abi, yine de sen bilirsin. :)
Ebuzer
EbuzerAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20091,904 okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.