Öncelikle şunu belirtmeliyim ki devlet yönetimi ve dünya düzeni ile ilgili günümüzde dahi hala düzeltilemeyen sorunların 16. Yüzyıl gibi bir dönemde , bir devlet adamı ve hukukçu tarafından; tartışılması, eleştirilmesi ve konu hakkında düşüncelerin açık ve net bir şekilde belirtilmesinin saygı duyulası bir cesaret gerektirdiğini düşünmekteyim.