"Yaşlandım Gandalf. Göstermiyorum ama bunu gönlümün ta derinliklerinde hissediyorum."
Frodo başını eğdi. "Peki ne arzu ederdiniz?
"Olması gerekenin olmasını," diye cevapladı Hanım. "Elflerin ülkelerine ve eserlerine olan sevgileri, Deniz'in derinliklerinden bile derindir; hasretleri ölümsüzdür ve hiçbir zaman tam olarak teskin olmaz. Yine de Sauron'a teslim olmaktansa ellerindekini atmaya razıdırlar: Çünkü artık onu tanıyorlar. Lothlörien'in kaderinden değil, sadece kendi vazifenizden sorumlusunuz siz. Yine de, mümkün olsaydı Tek Yüzük'ün hiç yapılmamış veya sonsuza kadar kaybolmuş olmasını dilerdim." "Hem irfan sahibi, hem korkusuz, hem zarifsiniz Galadriel Hanım" dedi Frodo. "Eğer isterseniz Tek Yüzük'ü size veririm. Bu benim için fazla büyük bir mesele." Ani ve berrak bir kahkaha attı Galadriel. "Galadriel Hanım irfan sahibi olabilir," dedi, "yine de burada, nezaket konusunda kendi dengine rast geldi ilk karşılaşmamızda gönlünüzü sınamamın öcünü çok kibarca aldınız. Keskin bir gözle görüyorsunuz artık. Gönlümün, bana sunduğunuz şeyi çok fazla arzuladığını inkar etmiyorum. Çünkü uzun yıllar boyunca Ali Yüzük benim elime geçse ne yapardım diye düşünmüştüm ve işte! Yüzük avucuma düştü. Sauron ister kalsın ister yenilsin, çok uzun zaman önce tertip edilmiş olan şer çok değişik şekillerde işlemeye devam eder. Eğer yüzüğü konuğumdan zorla veya korkutarak alsaydım, bu tam da onun Yüzük'ünün tesirine yaraşacak soylu bir hareket olurdu, değil mi?
Reklam
“Yaşlandım, Gandalf. Göstermiyorum ama bunu gönlümün ta derinliklerinde hissediyorum.” “Yahu kendimi incelmiş hissediyorum. Bir yerde gerilmiş, bilmem anlıyor musun: Aynen büyük bir parça ekmeğe sürülmüş az bir miktar tereyağı gibi. Böyle bir şey doğru olamaz. Bir değişikliğe veya, ne bileyim, bir şeylere ihtiyacım var.”
Sayfa 56 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Kıskançlığımı hoş gör gönlümün efendisi, benim sana yandığımı ne bilsin eller ? Bilmesin eller..
Kıskançlığımı hoşgör gönlümün efendisi, benim sana yandığımı ne bilsin eller?
Ey gönlümün efendisi, vefamı söze dökmeye ne hacet. Beni hatrına getir ki aşkına giriftar olduğum günlerde tek başına yanan ve senden uzakta hasretten eriyen bendim. Kalbim aşkın zahmet dünyasında yuvarlanırken, ne yakındım nede kaçmayı düşündüm. Işığın çevresindeki takatsiz bir pervane gibi gecemde gündüzümde, ne zamana kadar hayal üzere yaşayacağım, sadık bir aşık olarak daha ne kadar bekleyeceğim diyerek seni diledim. Ve sonunda gönül kapını açtın. Oysa ben zaten seninleydim.Şimdi mademki kalplerimizin gizli birliği aşikar oldu, canlarımız bedenlerinde bulundukça bir gönülde kalalım. Canı cana katan aşk ile söylüyorum ki, ben sende kaldıkça, gönlüm cihanı mesut eden bahar gibi saadet bulur ve beni baharımdan ancak senin yüz çevirmen incitir. Bundan gayri ölüm de gelse ben seninle ölürüm.
Reklam
129 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.