"Gönül Abla ve Temizinden Bir Milyon" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olduğu için başladığım, yoğun dönemimde kafa dağıtmak için bana ilaç gibi gelen 1kitap oldu.
Kitap ismi tek 1romanmış gibi olsa da farklı 2 hikayeden oluşan bu kitap 1930'lu yılların Amerika'sında geçen traji komik olayların olduğu kara mizah
1900'ler...
212- Sandokan: The Tigers of Mompracem - Emilio Salgari
213- Kız Kardeşim Carrie - Theodore Dreiser
214- None but the Brave - Arthur Schnitzler
215- Kim - Rudyard Kipling
216- Buddenbrook Ailesi - Thomas Mann
217- Baskerville'lerin Köpeği - Sir Arthur Conan Doyle
218- Karanlığın Yüreği - Joseph Conrad
219- Güvercinin Kanatları - Henry
DİPÇE :
Gönül Abla diğer adıyla "Bayan Yalnızkalpler" New York’ta yayımlanan günlük bir gazetenin dertleşme sütununda yazan bir gazetecinin gözünden Buhran Dönemi Amerikasına geniş ve gerçekçi bir bakış sunar.
Gönül Abla, samimiyetle ve umutsuzca yazılmış mektuplara karşı başlangıçta duyarsızdır fakat zaman içerisinde önünde çarşaf
Kitap iki ayrı hikayeden oluşuyor.Birinci kısımda anlatılan hikaye Gönül Abla adıyla bir gazetede insanların sorunlarına cevap yazan bir adamın hikayesi.Aslında kendi sorunlarına çözüm getiremediği halde köşesinde insanlara tavsiyelerde bulunuyor ve bu tavsiyelerin esas amacı gazetenin tirajını arttırmak.Ancak bir müddet sonra insanların çaresizliğinden etkilenerek artık yaptığı iş onu rahatsız etmeye başlıyor.
İkinci hikayemiz ise annesi ile birlikte yaşayan ve evlerine gelen ipoteği çalışarak kaldırmak için New York'a giden Lemuel'in hikayesi.Lem'in başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.Talihsiz bir şekilde karşılaştığı ve yardım etmeye çalıştığı Betty ile kesişen yolunu ve Amerikan rüyasının kabusa dönüşünü adım adım okuyoruz.Lem'in karşısına çıkan insanlar ,karşılaştığı abartılı olaylara , her şeye rağmen devam eden masumiyeti oldukça etkileyiciydi.Her iki hikayede de Amerikan toplumunun bozulmuşluğuna yakından tanık oluyoruz .Ancak ikinci hikayede bu iki yüzlülük daha açık ve net görülüyor.
Lem'in evini ipotekten kaldırmak için başlıca geçim kaynakları olan ineklerine iptek koyan Bay Wipple ,Lem'e Rocefeller ve Ford efsanesini örnek gösterir."Sen de onlar gibi bir çiftlikte ,yoksul olarak dünyaya geldin.Sen de onlar gibi ar ve kar gözetirsen başarıya ulaşman kesindir."Hikayenin devamında yine Bay Wipple ağzından şunları duyarız:"Amerika hala gepgenç bir ülkedir ve bütün genç ülkeler gibi yerleşmemiştir,barbardır.Burada insan bir günde milyoner olabilir,ertesi gün meteliksiz kalabilir,kimse onu kınamaz."
1001 kitaptan...
Amerikan rüyasına eleştirel bir bakış.
İlk hikaye "modern" toplumdaki ahlaki yozlaşmayı anlatıyor.
İkinci hikaye taşradaki fakir gencin,İlyas Salman filmlerini aratmayan maddi manevi sömürülüşü anlatılıyor.
Gencin her seferinde hilelere kanması, yeter artık bu kadar da saf olunmaz ki dedirtiyor.
Bu yüzden kısacık kitabı sonuna okumakta zorlandım.
Aslında adıyla ve arka kapak yazısı ile dikkat çekici sayılabilecek 1001 kitap listesinden iki öykü barındıran bir kitap. İki öykü de de aradığımı bulamadım, bazı yerlerde çok sıkıldım, bazı yerlerde çok sinirlendim. İlk öyküde olmayan oturmayan bir şeyler vardı. İkinci öykü yine biraz daha amacına ulaşmış gibiydi ama daha ne olabilir ki diye diye bitirdim. iki öykünün karakteri de en sevimsiz en bahtsız olarak kaldı bende.
Keyifli okumalar...