Hepimiz pek sık duymuşuzdur. Ramazan ayının başı 'rahmet' ortası 'mağfiret' sonu ise 'cehennemden kurtuluş'tur diye. Ancak aslolan bu sözü duymak değil, Ramazan ayının gerekliliklerini lâyıkı ile yerine getirebilmektir. Ve bütün bunları yaparken gönül ihlasını, O'nun rahmet kapısından bir an olsun ayırmamak
Ehl-i dil ârâm eder her kande kim râgbetlenür
Gâh olur gurbet vatan, gâhî vatan gurbetlenür
Gönül ehli her nerede karar kılar, yerleşirse orası rağbetlenir (rağbet görür).
Gâh gurbet vatan olur, gâh vatan gurbetlenir (gurbet olur).
Kimi kalbi yoruyor, kimi akıl karıştırıyor. Bazısı rahmet, bazısı zahmet. Kimi katre, kimi umman. Bir kısmı hal ve gönül ehli; çok azı insan kere insan; çoğunluğu ham ve çig. Kimi üretmede mahir, kimi tekaütlüğe gün sayar hâlde. Kimi, müdanasızlığıyla maruf; kimi de zıddıyla kaim. Kimi nisyan ehli, kimi isyana meyyal. Kiminin "insanlığı" güzel; ama yaşamayı beceremiyor. Kimininse bir değer çanağı yok ama inle cini peşine takmada üstat. Bazısı, uyum'un konforunda ılıyor. Bazısı, geçmişi ve geleceği cem edişiyle su gibi akıyor. Kimi talâkat ve belâgatıyla dikkat çekiyor, kimi de kitap yüklü merkep oluşuyla hayretlikten seçmece... Bazen hepsi ayrı bir insan, bazen de hepsi bir insan.
Mürşid, gönüllerdeki karanlıkları toplayıp temizleyerek uzaydaki göktaşları gibi bunları taşın içine çekmektedir. Her Gönül Ehli'nde, toplayıcılık vardır.
Terbiye olmamış, gönül âlemi huzura kavuşmamış bir insanın iç dün yasında sanki bir hayvanın karakteri gizlidir. Kimi tilki gibi kurnaz, kimi sırtlan gibi yırtıcı, kimi karınca gibi biriktirici, kimi de yılan gibi zehir akıtıcıdır. Kimi okşayarak ısırır, kimi sülük gibi kan emer, kimi önden güler arkadan kuyu kazar. Bunların her biri ayrı ayrı hayvanlarda bulunan karakterlerdir. Kendini mânevî bir terbiye ile nefsinin sultasından kurtaramamış, dolayısıyla sağlam bir karakter inşa edememiş bir insan, bu nevi sefih huyların cemberi içindedir. Kiminde bir hayvanın, kimin de birkaç hayvanın karakteri häkimdir. Üstelik, siretleri sûretlerine de aksettiğinden, o karakterleri sezmek, ehli için zor değildir.
Tûti-i mûcize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Nef'î
Ben mucizeler söyleyen bir papağanım, söylediklerim alelâde lâflar değildir. Bu yüzden felek ile söyleşemem, çünkü gönül aynası temiz değil onun.
Bağrında saf düşünceler bulunmayanlara,
"Bu, gönül ehlidir" diyemem; çünkü (bencileyin) gönül ehli olanların birbirini bilmemeleri insaf değildir.