...Diğer esir mü'minler «Allahü ekber» diye tekbir almışlar, kâfirlerin kalblerine korku salmışlardı. İkinci esiri getirdiler, o da aynı teklifle karşılaştı. O da cevabında: «Ben dinimi dünyaya, baki olan âhiret hayatımı, geçici dünya hayatına değişmem» dedi. «Arkadaşını öldürttüm, seni de öldürttürüm!» diyen krala, «Canıma minnet bilirim! Ölenler yalnız cellâdın öldürdükleri midir? Cellâdın öldürmedikleri ölmeyecek mi?>> dedi. «Seni cellât öldürmüyorsa, şimdi sen hiç ölmeyecek misin? Biz, Allaha inanmış insanlarız. Hz. Muhammed'e gönül vermişiz. Hz. Muhammed bizi ölüme çağırdı mı, ölümü hayata, yaşamaya tercih ederiz. Hz. Muhammed, bizi hastalığa çağırsa, sıhhate tercih ederiz. Nebimiz, bizi cehenenneme çağırsa, cennete tercih ederiz. Fakirliğe çağırsa, zenginliğe tercih ederiz. Onun çağırdığı yer samanlık olsa saraya; toprak olsa, altına; taş olsa yumuşak yatağa; zehir olsa şifaya tercih ederiz. Oysa ki onun daveti daima nûradır. Onun dâveti cennete ve cemali ilâhiyyeyedir. Onun dâveti insanlığadır, velevki bunların tersi olsa bile, ona öyle bağlanmışız ki, ikrarımızdan asla dönmeyiz» dediğinde kral «Cellât!» diye seslendi. Bu esir de müslümana yakışır bir hal ile cellâtla savaştı. Ah ne olurdu elleri arkasına bağlı olmasa idi!.. -Muzaffer Ozak Efendi / İrşâd 2. Cilt
236 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
İçim buruk bitirdim kitabı ... Kitabın kahramni Tanger .....karakter sahibi ..bazen aclikgini gidermek için talaş çiğnemiş , gömleğinin koparıp çiğnemiş , tukurugunu deflarca yutkunmus asla açlığını namussuzluk katmamis .. Fakirin gönlü zengin derler ya kendisi gibi aç insanlarla karşılaşınca sahip olduklarını rehine bırakıp fakire vermiş ... Bir yeşil battaniyesi var ..... Işte tam burda aklıma Aklima Aziz Nesin kitabında böyle bir battaniyesi vardı ... KANAATIM ... Fakirkigin , açlığın dini ,dili , ırkı olmadığı coğrafya tanımadığı ... Keşke sadece kitap olarak kalsaydı .. yasanmasaydı ...
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Destek Yayınları · 201828.4k okunma
Reklam
175 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Türkçe’ye ilk olarak 1954 yılında çevrildiğinde bu adla çevrilmiş ve böyle devam etmiştir. Asıl adı “Zavallı, Yoksul İnsanlar”dır. Roman bana Beyaz Geceler’deki o gönül kırgınlığını, o ümidi hatırlattı. Dostoyevski romanlarında okuduğumuz memurların yetersiz maaşları, ağır işleri, bürokrasi burada da karşımıza çıkıyor. Özellikle odalarda yaşayan kıt kanaat geçinen insanlar bu romanda da karşımızda. Bir yanda zenginlik bir yanda da fakirlik vardır. Şehir yaşamı fakir insanlar için hiç de kolay değildir. Özellikle az maaşla çalışan bir devlet memuru için çekilmez bir yerdir. Varvara’nın çektiği sıkıntılar, köy yerinde annesiyle birlikte yoksul ve kimsesiz kalması fakirliğin yüzünü okuruna gösteriyo. Şimdi gelelim benim bu roman hakkındaki düşüncelerime; Dostoyevski‘nin tüm eserlerine hakim olan acı, bu eserinde de fazlasıyla keskin. Dostoyevski İnsancıklar ile sevginin, aşkın en saf biçimini ortaya koymuştur. Makar‘ın, Varvara‘dan kesinlikle bir beklentisi yoktu. Varvara‘ya türlü hediyeler göndererek onu mutlu etmek yetiyordu. Yoksulluk ve dedikodu hiç kimsenin mutlu olmasına izin vermediği gibi onlara da kafayı takmış ve rahat bırakmamıştı. Makar‘ın yaşlı, Varvara‘nın ise genç olması çevredeki insanların dedikodu yapması için kendilerince yeterliydi… ~Keyifli Okumalar...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.9k okunma
Çıngı - Garib Çoban
Anlamaktan yoruldum, aynı salkımda ayrı iki üzüm. S/öz v/aktine esirdir. Vakitsiz söylenen söz, kıymetini yitirir. Kıymetsiz söz söylemektense, susmak evlâdır. Sözü anlamak da bir nasip işidir. Kulak her sözü işitir ama anlayamaz. Dem olur, kendi gözümden de seni kıskanırım. Nasıl ki nasibin bir vakti varsa söz de o vakte tabidir. Bu yüzden vakti
İmam-ı Şafii (R.A.) buyuruyor ki :
Ey kardeşim! Dünya kaygan bir bataklık ve bir zillet yurdudur. Gösterişli yapıları yıkılışa doğru gider. Onun sakinleri mezarlık yolcularıdır. Düzeni dağınıklığa varır. Zenginliği fakirliğe çıkar. Oradaki bolluk kıtlıktır, kıtlığında ise bolluk vardır. Allâh'dan kork. O'nun sana ayırdığı rızka razı ol. Geçici yurdundan devamlı yurduna hazırlıksız göçme. Çünkü senin hayatın geçici bir gölge, yıkılmaya yüz tutmuş bir duvardır. Amelini çok ve emelini az eyle.
Sayfa 159 - Çelik YayıneviKitabı okudu
'Belki de kendimizi başkalarıyla kıyaslamalıyız, ama sadece gönül fakirliği ve zenginliği açısından.' Engin Geçtan, Zamane
Reklam
254 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.