Tanımak, tanışmak ve " Bir taşrada güzel ışıklar yakan o öğretmene hususi selam" sözüyle iftiharım olan, memleketimin eniştesi büyük şair ve mütefekkir insan...
Aynı zamanı ucundan da olsa yaşamakla iftihar ettiğim Yavuz Bülent, hocası Arif Nihat' tan aldığı dil sancağının hakkını en güzel şekilde vermekle kalmamış, gönüllerde, kulaklarda baldan ziyade tat, bahardan ziyade renk renk, çiçek çiçek güzellik ve kasırgalar vurmuş viran kalp dünyamıza ihya ve inşa bırakıyor.
Şiirleri sizi çekmiyor sadece, tutup yüreğinizin elinden samimiyet ve esrar bağlarına götürüp orada en nadide gıdalarla misafir ediyor.
Her şiir bir hane her dize bir lezzet şaheseri yemek...
"Bu güzel, bu da güzel, bu daha güzel ama bu çok daha güzel" diye diye kitabın sonuna geliyorsunuz.
Buram buram Anadolu, yaylalar, dağlar, çoğu fakir gönül zengini insanlar, vatan, millet, bayrak ve hepsini saran halisane sevda ile elette gönül var şiirlerinde...
Bizden biri, sizden biri... Bizi anlatıyor en anlatılır şekilde....
Dilinizde, kulağınızda, aklınızda ve en mühimi gönlünüzde kalıyor birbirinden güzel mısralar...
...
Ömrün çok olsun koca çınar... Daha çok yıllar dünya ufkunda kal ki o bal dilinden eşsiz şiirler okuyalım....
Şiir denen güzele sevdalı kim varsa mutlaka heybesinde Yavuz Bülent vardır, olacaktır, olmalıdır...
O yoksa şiir garip ve eksik kalacaktır...